powers

  1. melâike.
  2. Noun (doğal) güç, kuvvet, kudret, yetenek.
    He is 81 years old and very ill, and his powers are failing.
    When he wrote this book, he was at the height of his powerss.
takdir yetkisini aşmak Verb
yetkilerini aşmak Verb
yetkisini aşmak Verb
yetkilerini genişletmek Verb
yetkisini aşmak Verb
gücünü zorlamak Verb
yetkilerini aşmak Verb
ifratı kesmek Verb
müttefik kuvvetler Noun
antienflasyonist güçler Noun
tam yetkili kılınmış
kaza yetkisi verilmiş olmak Verb
savaşan güçler Noun
savaşan güçler Noun
savaşan kuvvetler Noun
(Birinci Dünya Savaşında) Merkezî Kuvvetler: Almanya, Avusturya-Macaristan, Türkiye ve Bulgaristan.
İttifak Devletleri Noun, History
imtiyaz yetkileri Noun
kuvvetlerin çarpışması
yetki vermek Verb
zorlama yetkisi
(US) siyasal güçlerin hem federal hem de eyalet hükümetlerindeki aynı teşri sahada bağımsız olarak kullanılması
yetkiler vermek Verb
yetki vermek Verb
yetkiler verilmesi
müşterek imza atma yetkisi
istişari yetkiler Noun
Avrupa'daki kuvvetler Noun
anlaşma imzalayan güçler Noun
(US) şirketin statüsüne uygun olarak tanınmış yetkiler Noun
şirket yetkileri Noun
tüzel kişilik yetkileri Noun
beledi yetkiler Noun
yetkilerini daraltmak Verb
yetkilerin kısılması
sınırlanması
karar veren yetkililer Noun
birinin yetkilerini sınırlamak Verb
yetki devri Noun
birinin güçlerini geliştirmek Verb
yönetim kurulu üyesi yetkileri Noun
yetkileri kullanmak Verb
kuvvetlerin ayrılığı
kuvvetler ayrılığı Noun, Politics-Intl. Relations
olağanüstü durum ilan etme yetkisi
dış mihraklar Noun, Politics-Intl. Relations
dış güçler Noun, Politics-Intl. Relations
dış odaklar Noun, Politics-Intl. Relations
tam yetki
görev ve yetkiler Noun
görevler ve yetkiler Noun
birine yetki vermek Verb
birine takdir yetkisi tanımak Verb
birine takdir yetkisi vermek Verb
devletin yetkileri Noun
büyük güçler Noun
Büyük Güçler Proper Name, Politics-Intl. Relations
hegemonik güçler Noun, Sociology
mutlak veto (ret) hakkına sahip bulunmak Verb
doğrudan doğruya ve hemen verilen belli bir yetkinin kullanılması ile ilgili yetkiler Noun
zihin gücü
birine tam yetki vermek Verb
takdir yetkisi verilmiş
geniş yetkiler Noun
idari yetki vermek Verb
bir vekil veya temsilciye verilen vekalet veya yetkinin esas konusunun başarılması için gerekli aracı veya müteferri yetkiler Noun
zihin gücü
zihin yetenekleri Noun
bakanlık yetkileri Noun
yetkilerin kötüye kullanılması, yetki saptırması
(US) para yetkili organları Noun
para yetkili organları Noun
birinin yetkisi dahilinde olmamak Verb
resmi yetkiler Noun
gözetim fonksiyonları Noun
sınırsız yetki
polis yetkisi
yetkileri saptamak Verb
temel yetkiler Noun
denetim yetkileri Noun
yetkileri kısmak Verb
sınırlama yetkileri Noun
kısıtlama yetkileri Noun
senatonun yetkileri Noun
kuvvetler ayrılığı (devlete ait olan iktidar ve yetkilerin birbirinden bağımsız olan organlarca kullanılma sistemi
kuvvetler ayrılığı Noun, Law
imza atma yetkisi
vergilendirme yetkisi
mütteffik ve birleşik kuvvetler Noun
müttefik ve birleşik kuvvetler Noun
müttefikler Noun
müttefik kuvvetler Noun
mütteffik kuvvetler Noun
Mihver Devletleri: II. Cihan Harbinde Almanya-İtalya-Japonya.
muvazene teşkil eden ülkeler Noun
İttifak Devletleri Noun, Politics-Intl. Relations
İtilaf Devletleri Noun, History
Düvel-i Muazzama Noun
antlaşma yetkileri Noun
sınırsız yetki
(parlamento) oy kontrolü
Batılı kuvvetler Noun
üst Information Technology
yetki ve sorumluluklar Noun
işbu antlaşmayla verilen yetkiler Noun
işbu antlaşma ile verilen yetkiler Noun
barış anlaşması imzalamak için yetki istemek Verb
birine vekâletname vermek Verb
mahkemenin yetkilerini sınırlamak Verb
bir mahkemenin yetkilerini sınırlamak Verb
birinin direnme gücünü yok etmek Verb
yetkileri birine devretmek Verb
fevkalade hal kanunu
yetkileri tamamıyla keyfi olarak kullanmak Verb
yetkileri tamamıyla dilediği gibi kullanmak Verb
yüksek yerden Adverb, Politics-Intl. Relations
yukarılardan Adverb, Politics-Intl. Relations
çok dayanıklı olmak Verb
geniş teşebbüs yetkilerine sahip olmak Verb
biri üzerinde yetkisi olmamak Verb
birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak Verb
güçlü/yetkili kimseler, başta olanlar, başkalarının hayatını etkileyen/yöneten kararlar verme mevkiinde olanlar.
işbu antlaşmanın verdiği yetkiler dahilinde
Küçüklerin Korunmasında Makamların Yetkisine ve Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme Noun, International Law
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu Proper Name, Law
Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun Proper Name, Law
Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat, Görev ve Yetkileri Yönetmeliği Proper Name, Law