prattle

  1. gevezelik (etmek), çene çalmak, saf saf ve manasızca konuşma(k), boşboğazlık (etmek), boş lâkırdı (söylemek).

    He prattles on and on: Durmadan çene çalar, habire konuşur.
  2. dedikodu (yapmak).
    to prattle on about something: bir şey hakkında dedikodu/gevezelik yapmak.