protein

  1. Biochemistry protein, albümin özü: insan ve hayvanların yaşayışı için gerekli azotlu organik madde. Bitki ve hayvanlarca
    sentezlenir, enzimlerle hidroliz sonucu amino asitlere dönüşür.
  2. bütün canlı organizmaların temeli farzedilen azotlu bileşik.
  3. proteid, proteinaceous, proteinic, proteinous ile ayni anlama gelir. proteinli.
hayvansal protein Noun, Food-Kitchen
hayvan kaynaklı protein Noun, Food-Kitchen
YANLIŞ: hayvansal kaynaklı protein Noun, Food-Kitchen
bitkisel protein Noun, Food-Kitchen
bitki kaynaklı protein Noun, Food-Kitchen
YANLIŞ: bitkisel kaynaklı protein Noun, Food-Kitchen
protein dizilimi okumak (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Verb, Biology
sebze-protein, soya fasulyesinden yapılıp et yerine yenilen besin. Noun
S Proteini eksikliği Noun, Medicine
Protein S eksikliği Noun, Medicine
balık özü : balık unundan elde edilip besinlere eklenen proteince zengin madde. Noun
  1. Noun, Biology protein (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. protein
plant-based protein Noun, Food-Kitchen
plant-based protein Noun, Food-Kitchen
animal-based protein Noun, Food-Kitchen
animal-based protein Noun, Food-Kitchen
plant-based protein Noun, Food-Kitchen
animal-based protein Noun, Food-Kitchen
sequence a protein (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Verb, Biology
Protein S deficiency Noun, Medicine

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Karbon, hidrojen, oksijen ve genellikle kükürt ... karmaşık bir organik madde