provision

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law hüküm
  2. Noun, Law düzenleme
  3. Noun temin, tedarik, sağlama, erzak vb. tedariki.
    make provision for one's family: ailenin ihtiyaçlarını/geçimini
    sağlamak.
    provision of capital: sermaye tedariki.
  4. Noun hazırlık, hazırla(n)ma, önlem, tedbir.
    make provision for something: bir şeyi sağlamak için gerekli
    önlemleri almak.
    make provision against something: bir şeyi önlemek için önlem/tedbir almak.
  5. Noun tedarik olunan/sağlanan şey.
  6. Noun koşul, şart, yargı, hüküm.
    come within the provisions of the law: yasal hükümlere girmek/tâbi
    olmak.
    There is no provision to the contrary: aksine bir hüküm/yargı/koşul yoktur.
    According to the provisions of the treaty … : Muahede hükümlerine göre …
  7. Noun dinsel göreve ata(n)ma.
  8. Noun (erzak, zahire vb.) sağlamak, temin/tedarik etmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

operative provisions
hüküm fıkraları Noun, Law
Other human resources provision (NACE code: N78.3)
Diğer insan kaynaklarının sağlanması (NACE kodu: 78.3) Noun, Trades-Professions
Other human resources provision (NACE code: N78.3.0)
Diğer insan kaynaklarının sağlanması (NACE kodu: 78.30) Noun, Trades-Professions
provision for the education of one's children
çocuklarının eğitimi için ayrılan para
Provision of services to the community as a whole (NACE code: O84.2)
Bir bütün olarak topluma hizmetlerin sağlanması (NACE kodu: 84.2) Noun, Trades-Professions
additional clause or provision
zeyil
adequate provision
yeterli karşılık
amendment of a provision
bir hükümde değişiklik
amendment of a provision
bir hükümde yapılan değişiklikler, hükmün tadili
apply a provision
bir hükmü uygulamak Verb
avoidance provision
yükümlülüklerinden kaçınma hakkında hükümler
be in violation of a provision
bir hükme karşı gelmek Verb
call provision
tahvili çıkaran tarafından gelecekte saptanacak bir malın satış sözleşmesi
canned provision
konserve erzak
capital gains provision
gelir vergisinde
capital gains provision
sermaye kazançlarından kesilecek vergiye ilişkin kararname
cheque without provision
karşılıksız çek
constitutional provision
anayasa maddesi Noun
deductible provision
sigorta poliçesindeki düşülebilecek muafiyet
discretionary provision
riayet edilmesi zorunlu olmayan yönerge
dividend provision
kâr payı yedek akçesi
doubtful debts provision
şüpheli alacaklar karşılığı
endorsement provision
ciro provizyonu
essential provision
temel hüküm
exceptional provision
istisnai hüküm
family provision
(Br) (mahkemece saptanmış) aileye düşen yükümlülük
governing provision
âmir hüküm Law
governing provision
amir hüküm Noun, Law
heir of provision
vasiyetname ile bırakılan miras
implementation of a provision
bir hükmün uygulanması
implied provision
zımnî hüküm, mahkeme kararıyla sözleşmede yer aldığı varsayılan hüküm Noun, Contract Law
key provision
ana hüküm
legal provision
kanun hükmü Noun, Law
mandatory provision
âmir hüküm Law
mandatory provision
(US) uyulması zorunlu hüküm
mandatory provision
emredici hüküm Noun, Law
material provision
malzeme tedariki
negative provision
nehyedici hüküm
optional provision
ihtiyari hüküm
penal provision
cezai nitelikte yasa hükmü
penal provision
cezai hüküm
penal provision
cezai hüküm kmüler
penal provision
cezai hükümler
pensionary provision
emeklilik hükümleri Noun
permissive provision
riayet edilmesi zorunlu olmayan hüküm
permissive provision
uyulması zorunlu olmayan yönerge
restrictive provision
sınırlayıcı hüküm Noun, Law
retain a provision
bir şartı muhafaza etmek Verb
retirement provision
geri satın alma karşılığı
social security provision
(US) sosyal sigorta hükümleri Noun
stock of provision
erzak stoku
tenure provision
fesih hükmü
without a provision
kayıtsız
provision against sth
bir şeye karşı hazırlıklı olma
provision dealer (merchant)
yiyecek içecek tüccarı
provision for building repairs
bina onarımı yedek akçesi
provision for contingencies
beklenmedik masraf ve yükümlülükler karşılığı
provision for contingencies
risk karşılığı
Provision for Debts and Expenses
Borçlar ve Giderler Karşılığı Accounting
Provision for Decrease in Value of Marketable Securities (-)
Menkul Değerler Değer Düşüş Karşılığı (-) Noun, Accounting
provision for depletion
tükenen yeraltı kaynakları için amortisman ayırma
provision for depreciation
amortisman karşılığı
provision for doubtful accounts
(Br) şüpheli alacaklar karşılığı
Provision for Doubtful Trade Receivables (-)
Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı (-) Accounting
provision for impairment
değer düşüklüğü karşılığı Noun, Accounting
Provision for Income Taxes and Other Legal Liabilities on Profit (-)
Gelir Vergisi ve Diğer Yasal Yükümlülükler Karşılığı Accounting
Provision for Inventories (-)
Stok Karşılığı (-) Accounting
provision for inventory reserve
stok yedeği tedariki
Provision for Liabilities and Expenses
Yükümlülük ve Giderler Karşılığı Accounting
provision for loan losses
kredi zararları karşılığı Noun, Banking
provision for obsolescence
yürürlükten kalkma hükümleri Noun
provision for old age
yaşlılık için para ayırma
Provision for Other Current Assets (-)
Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı (-) Accounting
Provision for Other Debts and Expenses
Diğer Borçlar ve Giderler Karşılığı Accounting
Provision for Other Debts and Liabilities
Diğer Borç ve Yükümlülükler Karşılığı Accounting
Provision for Other Doubtful Receivables (-)
Diğer Şüpheli Alacaklar Karşılığı (-) Accounting
provision for outstanding losses
henüz kapatılmamış zarar ziyan karşılığı
provision for renewals
(Br) yenileme masrafları karşılığı
provision for replacement of inventories
(US) stok yenileme karşılığı
provision for retirement
emeklilik hükmü
provision for retirement
emeklilik hüküm kmüü
provision for severance pay
kıdem tazminatı karşılığı Noun, Accounting
provision for severance pay
kıdem tazminatı provizyonu
provision for taxes
vergi karşılığı
provision for the future
gelecek için tedbir
provision of capital
sermaye bulma
provision of equipment
teçhizat tedariki
provision of housing
konut tedariki
provision of information for credit purposes
kredi vermek amacıyla bilgi edinme
provision of rent
kira karşılığı
provision of services
hizmet sağlama
provision of the law
kanun hükmü Noun, Law
provision room
erzak odası Noun
provision to the contrary
aksine bir hüküm kmü
provision to the contrary
aksine bir hüküm
after provision for contingencies
beklenmedik durumlar için karşılık ayrıldıktan sonra
allow to make provision for taxation
vergi için karşılık ayırmak Verb
constructive provision of law
müfessir hükümet
issue a provision of meat
et dağıtmak Verb
make no provision for a case of this kind
bu tür vaka için herhangi bir hüküm öngörmemek Verb
make provision for
(bilanço) yedek akçe ayırmak Verb
make provision for
hazırlıklı olmak Verb
make provision for ...
...' karşı tedbir almak Verb
make provision for cover of a bill
bir senedin karşılığını temin etmek Verb
make provision for sb
birine emeklilik aylığı bağlamak Verb
make provision for taxation
vergi karşılığı ayırmak Verb
notwithstanding any provision to the contrary
aksine herhangi bir hüküm olsa dahi
run short of provision (s)
erzakı tükenmek Verb
wholesale provision business
yiyecek içecek toptan ticareti
English-Turkish phrases from Zargan's own database