provisions

English-Turkish Translation

  1. Noun kumanya
  2. erzak, azık, zahire, gereçler, levazım.
    provision-merchant: erzak/zahire tüccarı
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

make provisions for one's clothing
giyimi için para ayırmak Verb
make provisions for one's family
ailesinin rızkını temin etmek Verb
make provisions for one's old age
yaşlılığı için para ayırmak Verb
use up all one's provisions
bütün erzakını tüketmek Verb
additional provisions
ek hükümler Noun
additional provisions
ek hüküm kmüler Noun
adequate supply of provisions
yeterli erzak ikmali
administrative provisions
terekenin yönetimine ilişkin kayyumun görev ve yetkilerine dair vasiyetnamedeki ya da yeddieminlik sözleşmesindeki hükümler Noun
amend provisions
hükümleri değiştirmek Verb
amended provisions
değiştirilen hükümler Noun, Law
annulled and amended provisions
kaldırılan ve değiştirilen hükümler Noun, Law
anti-avoiding provisions
vergi kaçırmaya karşı hüküm kmüler Noun
anti-avoiding provisions
vergi kaçırmaya karşı hükümler Noun
antitrust provisions
(US) antitröst hükümleri Noun
applicable provisions
sevk maddeleri Noun, Law
applicable provisions
uygulanacak hükümler Noun, Law
appropriate provisions
uygun hükümler Noun
appropriate provisions
uygun hüküm kmüler Noun
approximation of legislative provisions
mevzuatların birbirine yakınlaştırılması
bad-debt provisions
(US) tahsili mümkün olmayan borçlar karşılığı
basic provisions
ana erzak
break into provisions
yedek malzemeler harcamaya başlamak Verb
budgetary provisions
bütçe karşılıkları Noun
charter provisions
çarter kira şartları Noun
charter provisions
çartır kira şartları Noun
commandeer provisions
yedek malzemeye el koymak Verb
compensation provisions
tazminat hükümleri Noun
conform with provisions
hükümlere uygun olmak Verb
constitutional provisions
anayasal hüküm kmüler Noun
constitutional provisions
anayasal hükümler Noun
contract provisions
sözleşme hükümleri Noun
contractual provisions
sözleşme hükümleri Noun
cut off provisions
erzak ikmalini kesmek Verb
deal out provisions
erzak dağıtmak Verb
depletion of provisions
erzakın tükenmesi
depreciation provisions
amortisman karşılıkları Noun
doubtful-debt provisions
(Br) şüpheli alacaklar karşılığı
dry provisions
kuru erzak
emergency provisions
acil durum önlemleri Noun
enforcement provisions
icra hükümleri Noun
excess of provisions
erzak fazlalığı
exemption provisions
muafiyet hükümleri Noun
fair-price provisions
imalatçı ve perakendecinin aşırı kâr yerine makul bir kazanç sağlamasına yönelik ve tüketiciye adil fiyatlar
garantisi veren hükümetçe uygulanan fiyat
fair-price provisions
adil fiyat hükümleri Noun
fall short of provisions
erzakı eksilmek
fencing provisions
makinelerin güvenliği için alınan önlemler Noun
final provisions
nihai şartlar Noun
final provisions
son hükümler Noun, Law
fiscal provisions
vergi ile ilgili hükümler Noun
fiscal provisions
vergi ile ilgili hüküm kmüler Noun
fiscal provisions
vergi hükümleri Noun
flexible provisions
esnek hükümler Noun
general provisions
genel hüküm kmüler Noun
general provisions
genel hükümler Noun, Law
health provisions
sağlıkla ilgili hükümler Noun
implementing provisions
uygulama hüküm kmüleri Noun
implementing provisions
uygulama hükümleri Noun
in accordance with general provisions
genel hükümlere göre Adverb, Law
incidental provisions
yan hükümler Noun
infringe the provisions
hükümleri ihlal etmek Verb
issue provisions
hükümler çıkarmak Verb
issue provisions
erzak dağıtmak Verb
lay in a store of provisions
depoya erzak doldurmak Verb
lay in provisions
erzak yığmak Verb
lay up provisions
erzak tedarik etmek Verb
laying- in provisions
erzak yığma
legal provisions
kanuni ahkâm
legal provisions
kanuni hükümler Noun
legal provisions
mevzuat hükümleri Noun
legislative provisions
kanun hükümleri Noun
legislative provisions
mevzuat hükümleri Noun, Law
liability provisions
sorumluluk hükümleri Noun
liberal provisions
bol erzak
licencing licensing provisions
lisans hükümleri Noun
licencing provisions
lisans hükümleri Noun
limitation provisions
zamanaşımı hükümleri Noun
loan-loss provisions
bir banka ya da başka bir borç verme kurumu tarafından geri ödenmeyen borçlar karşılığı olarak elde tutulan yedekler Noun
loan-loss provisions
borç verme karşılıkları Noun
long-term provisions
uzun vadeli karşılıklar Noun
major provisions
önemli şartlar Noun
make provisions
tedbirli olmak Verb
make provisions
karşılık ayırmak Verb
miscellaneous provisions
çeşitli hükümler Noun, Law
nonforfeiture provisions
hakkın düşmemesi hükümleri Noun
obtain provisions
erzak temin etmek Verb
obtain some provisions
nevaleyi düzmek Verb
old-age provisions
yaşlılık karşılıkları Noun
operative provisions
hüküm fıkrası
operative provisions
hüküm fıkraları Noun, Law
passport provisions
pasaport hükümleri Noun
penalty provisions
cezai hükümler Noun, Law
penalty provisions
ceza hükümleri Noun, Law
pension (ary) provisions
emeklilik karşılıkları Noun
pensionary provisions
emeklilik hükümleri Noun
peremptory provisions
ahkâmı âmire
policy provisions
sigorta hükümleri Noun
porcupine provisions
olağanüstü durumlar için ayrılan yedek akçe
procedural provisions
usul hukuku hükümleri Noun
property provisions
mülkiyet hükümleri Noun
redemption provisions
amortisman hükümleri Noun
redemption provisions
itfa şartları Noun
regulatory provisions
mevzuat hükümleri Noun
regulatory provisions
düzenleyici hükümler Noun, Law
relevant provisions
ilgili hükümler Noun
relevant provisions
ilgili hüküm kmüler Noun
repeal provisions
hükümleri yürürlükten kaldırmak Verb
repealed provisions
yürürlükten kaldırılan hükümler Noun, Law
reserved provisions
saklı hükümler Noun, Law
restrictive provisions
kısıtlayıcı hükümler Noun
run short of provisions
erzakı kalmamak Verb
run short of provisions
erzağı kalmamak Verb
safety provisions
güvenlik kuralları Noun
sale of provisions
erzak satışı
sanitary provisions
sağlık ile ilgili hükümler Noun
satisfactory provisions
tatmin edici hükümler Noun
scarcity of provisions
erzak kıtlığı
short time provisions
kısa çalışma şartları Noun
shortage of provisions
erzak kıtlığı
social security provisions
sosyal sigorta hükümleri Noun
special provisions
özel hüküm kmüler Noun
special provisions
özel hükümler Noun
standard provisions
standart hüküm kmüler Noun
standard provisions
standart hükümler Noun
statutory provisions
kanuni hükümler Noun
stock with provisions
erzak ikmal etmek Verb
store a ship with provisions
gemiye erzak almak Verb
store a y with provisions
gemiye erzak almak Verb
store the ship with provisions
gemiye erzak almak Verb
strike provisions
grev hükümleri Noun
subject to the foregoing provisions
yukardaki hükümlere tabi olmak kaydıyla
subsidiary provisions
geçici yardım şartları Noun
sufficient supply of provisions
yeterli miktarda erzak
superannuation provisions
emeklilik kanunu hükümleri Noun
supplementary provisions
ek hükümler Noun
supply a ship with provisions
bir gemiye erzak tedarik etmek Verb
supply with provisions
erzak sağlamak Verb
tax provisions
vergi hükümleri Noun
taxing provisions
vergilendirme hükümleri Noun
tax-law provisions
vergi hukuku hükümleri Noun
tax-law provisions
vergi hukuku hüküm kmüleri Noun
temporary provisions
geçici hükümler Noun
tightening of commission provisions
komisyon hükümlerini ağırlaştırma
tightening of provisions
şartların ağırlaştırılması
touch provisions
yedek malzemeye dokunmak Verb
transitional provisions
geçici hükümler Noun
transitory provisions
geçici hükümler Noun
treaty provisions
antlaşma hükümleri Noun
under the usual provisions
her zamanki şartlar altında
underwriting provisions
(yatırım fonu) satış komisyonu
unfair dismissal provisions
haksız işten çıkarma hükümleri Noun
untouched provisions
dokunulmayan erzak
vacation provisions
(US) izin hükümleri Noun
want of provisions
erzak kıtlığı
welfare provisions
sosyal yardım hükümleri Noun
winding up provisions
tasfiye hükümleri Noun
without prejudice to the provisions
hükümler saklı kalmak koşuluyla
provisions for dissolution
fesih şartları Noun
provisions for onsolescence
yürülükten kalkma hüküm kmüleri Noun
provisions for pensions
emekli aylıkları karşılığı
provisions for possible loan losses
muhtemel istikraz zararları için karşılık
provisions in the lease
kira sözleşmesinin hükümleri Noun
provisions in the lease
kanun hüküm kmüleri Noun
provisions laid down by regulation
tüzükle getirilen hükümler Noun
provisions of a bill
bir kanun tasarısının hükümleri Noun
provisions of a bill
bir kanun tasarısının hüküm kmüleri Noun
provisions of a convention
bir anlaşmanın hüküm kmüleri Noun
provisions of a convention
bir konvasiyonun hüküm kmüleri Noun
provisions of a law
bir kanunun hüküm kmüleri Noun
provisions of a law
bir kanunun hükümleri Noun
provisions of a will
bir vasiyetnamenin hüküm kmüleri Noun
provisions of an insurance policy
bir sigorta poliçesinin hüküm kmüleri Noun
provisions of an insurance policy
bir sigorta poliçesinin hükümleri Noun
provisions of arbitration
tahkim şartları Noun
provisions of the act
kanun hükümleri Noun
provisions of the bill of lading
konşimetonun şartları Noun
provisions of the bill of lading
konşimentonun şartları Noun
provisions of the law
kanun hükümleri Noun
provisions of the limitation act
(Br) zamanaşımı hakkındaki kanun hükümleri Noun
provisions of the memorandum
nizamnamenin hüküm kmüleri Noun
provisions of the memorandum
talimatnamenin hüküm kmüleri Noun
(clear-cut) provisions of a contract
bir sözleşmenin (kesin) hüküm kmüleri Noun
(clear-cut) provisions of a contract
bir sözleşmenin (kesin) hükümleri Noun
carry out the provisions of a will
bir vasiyetnamenin hükümlerini yerine getirmek Verb
come within the provisions of the law
kanun hüküm kmülerine girmek Verb
defeat the provisions of a will
bir vasiyetnamenin hükümlerini tanımamak Verb
explicit provisions of the law
kanunun açık hükmü Noun, Law
formal provisions of an agreement
bir sözleşmenin resmi hükümleri Noun
formal provisions of an agreement
bir sözleşmenin hüküm kmüleri Noun
implement the provisions of a convention
bir anlaşmanın hükümlerini uygulamaya koymak Verb
invoke the provisions of a statue
bir kanun hükümlerine atıfta bulunmak Verb
make provisions for the future
gelecek için tedarikli olmak Verb
make provisions to this effect
bu yönde önlemler almak Verb
notwithstanding any provisions to the contrary
aksine bir hüküm olsa dahi
statutory provisions for liquidation
tasfiye için kanuni şartlar Noun
statutory provisions for liquidation
tasfiye için kanuni hüküm kmüler Noun
subject to the provisions of the contract
sözleşmenin hükümleri çerçevesi içinde
subject to the provisions of the contract
sözleşmenin hüküm kmüleri çerçevesi içinde
under the provisions of the law
kanun hükümleri çerçevesi içinde
English-Turkish phrases from Zargan's own database