razor

English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

be on a razor

zor durumda olmak Verb

have a mind as sharp as a razor

keskin zekâsı olmak Verb

Occam's razor

özlülük ilkesi: bir şeyi izah için gereğinden fazla varsayıdan kaçınmayı öneren bilimsel ve felsefî kural. Noun

Ockham's razor

özlülük ilkesi: bir şeyi izah için gereğinden fazla varsayıdan kaçınmayı öneren bilimsel ve felsefî kural. Noun

open razor

ustura Personal Care-Hygiene

safety razor

traş makinesi.

set a razor

usturayı bilemek.

straight razor

ustura. Noun

razor and blade

tıraş makinesi ve traş bıçağı (ucuz tıraş makinesi ve pahalı tıraş bıçağı gibi , bir değiştirme öğesi

gerektiren ürünler için uygulanan fiyatlandırma

razor blade

ustura agzi, tiras biçagi.

razor clam

deniz çakısı, ustura midyesi
(Ensis directus).

razor shell

deniz çakısı, ustura midyesi
(Ensis directus).

razor strap

ustura kayışı.

razor strop

ustura kayışı.

razor's edge

zor durum

razor's edge

keskin bıçak ağzı

English-Turkish phrases from Zargan's own database

English-Turkish