reasons

English-Turkish Translation

  1. mahkeme kararı gerekçesi
  2. Noun, Law gerekçe
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

state one's reasons for a decision
kararının nedenlerini açıklamak Verb
adduce reasons
sebep göstermek Verb
assignment of reasons
sebep gösterme
business reasons
iş sebebiyle
cogent reasons
inandırıcı nedenler Noun
compelling reasons
zecri sebepler Noun
compelling reasons
mücbir sebepler Noun
competition reasons
rekabet nedenleri Noun
competitive reasons
rekabet nedenleri Noun
decision with reasons
gerekçeli karar Noun, Law
family reasons
ailevi sebepler Noun
family reasons
ailevi sebeplerden
faulty and erroneous reasons
gerekçeler arasında aykırılık
for a variety of reasons
türlü nedenlerden
for acceptable reasons
kabul edilebilir gerekçelerle Adverb
for financial reasons
mali nedenlerden
for legal reasons
kanuni nedenlerden ötürü
for medical reasons
tıbben
for political reasons
politik nedenlerden
for security reasons
güvenlik sebebiyle
for security reasons
emniyet bakımından
for the foregoing reasons
açıklanan nedenlerle Adverb
free someone for health reasons
birine hastalık izni vermek Verb
furnish sound reasons
sağlam gerekçeler bulmak Verb
give specific reasons
belli nedenler göstermek Verb
giving full reasons
sebepleri bir bir sayarak
including the reasons
gerekçeli Adjective, Law
justify a trip with good business reasons
bir seyahatin haklı iş nedenlerine dayandığını kanıtlamak Verb
lay down reasons
sebepleri göstermek Verb
legitimate reasons
meşru nedenler Noun
legitimate reasons
meşru sebepler Noun
legitimate reasons
yasal sebepler Noun
legitimate reasons
yasal nedenler Noun
main reasons
esbabı mucibe
moving to another climate for medical reasons
hava değişimi
multitude of reasons
çeşitli nedenler Noun
multitude of reasons
birçok sebep Noun
multitude of reasons
pek çok sebep Noun
multitude of reasons
pek çok neden Noun
multitude of reasons
birçok neden Noun
ostensible reasons
akla yatkın sebepler Noun
paltry reasons
sudan şeyler Noun
private reasons
özel nedenler Noun
produce reasons
nedenler göstermek Verb
put fowards reasons
neden göstermek Verb
real reasons
gerçek sebepler Noun
real reasons
gerçek nedenler Noun
sb who starts crying for the slightest of reasons
sulugöz
security reasons
güvenlik nedenleri Noun
serious reasons
ciddi sebepler Noun
set forth reasons
sebepler göstermek Verb
setting forth the reasons
sebepleri belirtme
show reasons
sebep göstermek Verb
sound reasons
geçerli nedenler Noun
tax reasons
vergi sebepleri Noun
tell the reasons
gerekçesini açıklamak Verb
the above reasons
söz konusu nedenler Noun
transfer for disciplinary reasons
ceza olarak başka yere nakil
without giving reasons
gerekçe göstermemek Verb
reasons adduced
gösterilen nedenler Noun
reasons for an appeal
temyiz nedeni
reasons for deportation
memleketten sürülme nedeni
reasons for detention
tutukluluk nedenleri Noun, Law
reasons of appeal
temyiz nedenleri Noun
for reasons of health
sağlık nedenlerinden
for reasons of health
sıhhi sebeplerden
for reasons of health
sağlık nedenleriyle
for reasons of major importance
önemli sebepler yüzünden
for reasons of state
devletle ilgili olarak
For the foregoing reasons,
Yukarıda sıralanan nedenlerle, Adverb
from reasons of policy
politika gereği
give the reasons for a judgment
varılan kararın nedenlerini açıklamak Verb
offer no reasons for objections
itiraz için gerekçe göstermemek Verb
on grounds (for reasons of) urgency
müstaceliyet nedeniyle
set forth the reasons for a judgment
bir kararın gerekçesini açıklamak Verb, Law
set forth the reasons for a judgment
hükmün nedenlerini bildirmek Verb
state the reasons for an appeal
bir temyizin (başvurunun) nedenlerini (gerekçesini) göstermek Verb
without giving reasons as groundless and without legal basis
gerekçesiz ve yasal dayanağı olmaksızın
English-Turkish phrases from Zargan's own database