reflex

  1. Noun, Psychology refleks
  2. Adjective, Physiology tepkemli, gayrı ihtiyarî, irade dışında/elinde olmayarak vukuagelen.
    reflex center: tepke merkezi:
    beyinde gayrı ihtiyarî hareketleri idare eden merkez.
  3. Adjective ters, geri çevrilmiş, zıt, tersine dönük.
  4. Adjective bükük, arkaya/geriye bükülmüş.
  5. Adjective, Communication farklı frekanslı iki işareti aynı anda şiddetlendiren (elektron tüpü).
  6. Noun, Physiology tepke, yansı, refleks, gayrı ihtiyarî meydana gelen hareket.
    reflex action ile ayni anlama gelir.
  7. Noun yansıma, yansımış hayal/görüntü/imge.
  8. Noun yansıyan ışık.
  9. Transitive Verb yansıtmak, aksettirmek.
  10. Transitive Verb geriye/arkaya döndürmek/bükmek.
kutusu kalın sesleri kuvvetlendirecek şekilde yapılmış hoparlör.
tepke zinciri, birbiri ardınca gelen tepke dizisi.
kornea refleksi Noun, Medicine
tek mercekli yansıtma Noun
tek mercekli refleks kamera. Noun
çift mercekli fotoğraf makinesi Noun
refleks
refleks
yansık açı: 180°-360° arasındaki açı.
tepke kemeri: uyaranı alıcı sinirler yoluyla etkileyici sinire aktaran kemer.
yansıtmalı fotoğraf makinesi
refleks fotoğraf makinesi
tepke ketlenmesi: bir tepke ya da tepkinin tümünün ya da bir parçasının başka bir tepke ya da tepkinin
devime geçmesi yüzünden engellenmesi.
reflektör Noun, Transport
kamuoyuna yansımak Verb
kamuoyunun yansıtıcısı olmak Verb