regret

  1. Transitive Verb acınmak, yerinmek, yazıklanmak, üzülmek, üzüntü/teessür duymak, kederlenmek.
    To regret someone's death.

    We deeply regret to have to announce to you the death of our father: Babamızın öldügünü derin üzüntü ve teessürle size bildiririz.
  2. Transitive Verb esef/teessüf etmek, müteessif olmak, pişman/nadim olmak, pişmanlık/nedamet duymak.
    It is to be regreted
    that: Yazık ki, teessüf olunur ki, maalesef.
    We've always regreted selling the house. I regret having called (=that I called) him a thief. She regrets that she can't come. 3. hasretini çekmek.
  3. Noun acınma, yerinme, yazıklanma, üzülme, üzüntü, esef, keder.
    We heard with regret that you had failed the examination.
  4. Noun pişmanlık, nedamet.
maalesef, yazık ki.
acındırmak Verb
acındırma
yeni hisse senedi çıkarıldığında hisse satın almak için müracaat eden kişiye şirket yöneticilerince gönderilen
ve kibarca kendisine hisse ayrılmadığın
müteessir olmak Verb
rahmet okumak Verb
üzülerek bildirmek Verb
belirtmekten üzüntü duymak Verb
belirtmekten üzüntü duymak Verb
üzülerek bildirmek Verb
belirtmekten üzüntü duymak Verb
üzülerek bildirmek Verb
maatteessüf
maalesef, üzülerek söyleyeyim/söyleyelim ki … (Fena haber verirken kullanılır).
We regret to inform
you that you are to be dismissed next week: Maalesef gelecek hafta işinize son verilecek.
pişman etmek Verb
...'i üzülerek bildiririz.