bakmakla sorumlu olunan akraba
açıklık oranı: mercek çapının odak uzaklığına oranı.
izafi bidat
Noun, Religion-Faith
kişinin beklediğiyle elde ettiği arasındaki fark
göreli sıklık: bir zaman aralığında vukua gelen olay sayısının vukua gelebilecek olay sayısına oranı.
Noun
humidity ile ayni anlama gelir. bağıl nem.
bağıl nem: belli bir sıcaklıkta havada bulunan nem miktarının o sıcaklıkta havayı doyuran nem miktarına oranı.
Noun
nisbi evlenme engelleri
Noun
evlenmede nispi butlan sebepleri
Noun
(örneğin kardeşler arası evlenme engelleri
Noun
akrabalar arası evlenme engeli
evlenmede nispi butlan nedenleri
Noun
nisbi evlenme engelleri
Noun
eşit miktarda para kazanan kişilerin eşit miktarda para harcama eğilimi içinde oldukları kuramı
bağıl perde: bir sesin başka seslere göre incelik/kalınlığı. absolute pitch
Noun
teşkilat şeması içindeki yeri
bir malın fiyatının paraya göre değil başka bir malın fiyatına olan oranı ile değerlendirilmesi
nispi terör suçu
Noun, Law
(a) … ile ilgili, … hakkında.
a letter relative to my proposal. (b) -e nazaran/göre/nispetle.
bağıl rüzgâr, bir cisme göre havanın hareketi.
Noun
geliri olmayan aile ferdi için vergi muafiyeti
dava edilebilir dolaylı hak ihlali
iki şirketin girdileri aynı olmasına karşılık
bir şirketin sınırlı kaynakları bir araya getirmede
daha yüksek verimi olan şirketin daha etkin olduğu söylenir
üretim verimi nispi etkinlik
tahsis ya da kullanmada bir rakibine oranla daha etkin olması durumu