relative

  1. Adjective göreli
  2. Adjective nispi
  3. Noun akraba, hısım.
  4. Noun ilgili şey.
  5. Noun bağıl/izafî şey.
  6. Noun, Grammar ilgi zamiri/sıfatı/zarfı.
  7. Adjective bağıl, göreli, izafî, nispî.
    The relative advantages of the two methods.
  8. Adjective bağıntılı, bağlı.
    Luxury is relative to one's standard of life.
  9. Adjective ilgili, ilişkin, ait, mensup, müteallik, mütedair.
    negotiations relative to an alliance: ittifakla ilgili müzakereler.
  10. Adjective, Grammar ilgi, ilgili.
    relative clause: ilgili tümce.
    “He is the man who saw you” tümcesinde
    “who
    saw you” ilgili tümcedir.
    relative pronoun: ilgi adılı.
    “It was I who told you” tümcesinde
    “who” ilgi adılıdır.
nispeten Adverb
görece Adverb
göreceli olarak Adverb
göreli olarak Adverb
akraba
hısım, akraba. Noun
yakın akraba Noun
bakıma muhtaç akraba
bakmakla sorumlu olunan akraba
uzak akraba
usul ve füru hısımlığı
görece miktar
açıklık oranı: mercek çapının odak uzaklığına oranı.
izafi bidat Noun, Religion-Faith
kan akrabası Noun
sıhrî akraba.
sıhri hısım Noun, Law
nisbi maliyet
nispi maliyet
nispi suç Noun, Law
specific gravity Noun
kişinin beklediğiyle elde ettiği arasındaki fark
işe yarar kanıt
göreli sıklık: bir zaman aralığında vukua gelen olay sayısının vukua gelebilecek olay sayısına oranı. Noun
humidity ile ayni anlama gelir. bağıl nem.
bağıl nem: belli bir sıcaklıkta havada bulunan nem miktarının o sıcaklıkta havayı doyuran nem miktarına oranı. Noun
nisbi evlenme engelleri Noun
evlenmede nispi butlan sebepleri Noun
(örneğin kardeşler arası evlenme engelleri Noun
akrabalar arası evlenme engeli
evlenmede nispi butlan nedenleri Noun
nisbi evlenme engelleri Noun
nisbi imkânsızlık Noun
nispi imkânsızlık Noun
nisbi gelir kavramı
eşit miktarda para kazanan kişilerin eşit miktarda para harcama eğilimi içinde oldukları kuramı
nispi gelir kavramı
nispi çoğunluk
nisbi çoğunluk
bağıl perde: bir sesin başka seslere göre incelik/kalınlığı. absolute pitch Noun
teşkilat şeması içindeki yeri
bir malın fiyatının paraya göre değil başka bir malın fiyatına olan oranı ile değerlendirilmesi
göreli fiyat
nispi fiyat
nisbi fiyat
göreceli fiyat
karşılıklı haklar Noun
nispi terör suçu Noun, Law
(a) … ile ilgili, … hakkında.
a letter relative to my proposal. (b) -e nazaran/göre/nispetle.
nispi değer
nisbi değer
bağıl rüzgâr, bir cisme göre havanın hareketi. Noun
geliri olmayan aile ferdi için vergi muafiyeti
(Br) bakılmaya muhtaç
dava edilebilir dolaylı hak ihlali
iki şirketin girdileri aynı olmasına karşılık
bir şirketin sınırlı kaynakları bir araya getirmede
daha yüksek verimi olan şirketin daha etkin olduğu söylenir
üretim verimi nispi etkinlik
farklı çıktıları varsa
tahsis ya da kullanmada bir rakibine oranla daha etkin olması durumu
talebe nispi olarak