relief

  1. Noun, Textile Industry kabartma
  2. Noun, Textile Industry rölyef
  3. Noun ferahlık, ferahlama, iç rahatlığı/rahatlaması, sıkıntıdan/üzüntüden kurtulma/kurtuluş.
    to feel some
    relief: biraz ferahlamak.
    The good news brought a sense of relief: İyi haber ferahlık getirdi.
    I breathed a sigh of relief: İçim ferahladı (rahat bir nefes aldım).
  4. Noun ferahlatıcı şey, teselli, (derde) derman.
  5. Noun yardım, bağış, imdat.
    Go to the relief of: yardımına gitmek.
    relief train: yardım/imdat
    treni.
    relief funds: yardım fonu.
    The poor receive State relief: Fakirler devletten yardım görürler.
  6. Noun hoşa giden/yeknesaklığı gideren değişiklik.
  7. Noun nöbetten çıkma, nöbet/görev devri, nöbetin/görevin başkası tarafından alınması.
    relief man: nöbet
    değiştiren/nöbeti devralan kimse.
    bring into relief: açığa çıkarmak, görevden almak.
  8. Noun nöbeti/görevi devir alan kimse.
    relief pitcher: (beyzbolde) yedek atıcı/topa vurucu.
  9. Noun (muhasaradan vb.) kurtuluş/kurtarma.
    relief works: kurtarma çalışmaları.
    He hastened to the relief of the town.
  10. Noun (Derebeylikte) miras intikal vergisi.
  11. Noun (Piyes/roman) sahne değişmesi, olayın akışında değişme.
  12. Noun (heykel) kabartma, röliyef.
  13. Noun, Fine Arts tecessüm ettirilmiş gibi görünen resim.
  14. Noun arazi kabarıklığı, engebe, rölöve.
  15. Noun, Printing kabartma baskı.
yardım kuruluşu Noun
sorumluluktan kurtulmak istemek Verb
vergi indirimine tabi miktar
dava sonuçlanıncaya kadar boşanma veya ayrılma davası sürerken eş veya çocuk için mahkemenin öngördüğü
para desteği veya mülkiyet haklarının düzenlenm
kesme açısı
yardım isteyen kişi
iane isteyen kişi
para yardımı başvurusu
(US) sosyal yardım talep etmek Verb
yardım için mahkemeye başvurmak Verb
baröliyef
kabartma
vergi indirimine tabi tutulmak Verb
sosyal yardıma ehil olmak Verb
(US) sosyal yardım almak Verb
derin bir nefes almak, rahatlamak, ferahlamak Verb
ticari kredi vergi indirimi
hayırseverlik yardımı
çocuk yardımı
(Br) çocuk yardımı
vergi indirimi talebi
vergi yükünü hafifletme talebi
vergi muafiyeti talep etmek Verb
içini ferahlatmak Verb
rahatlatmak Verb
rahatlatıcı güldürü: dramatik olayların gerginleştirdiği sinirleri geçici olarak rahatlaştıran gülünç söz/sahne/olay/şahıs. Noun
gülerek sağlanan rahatlık/sükûnet. Noun
işsizlik yardımından yararlanmak Verb
kredi riskinin asıl alacaklıdan başkasına kaydırılması
borcun hafifletilmesi
sakatlık yardımı
felakete uğrayanlara yardım
afet yardımı
çift vergilendirmeyi önlemek için yapılan vergi mahsubu
deprem felaketzedelerine yardım
yardım alabilir
yardım alabilme niteliği
ihracat geliri istisnası Noun
ihracat vergisi istisnası Noun
vergi muafiyetinin derecesi Noun
yardım alan aile
kıtlık yardımı
açılmak Verb
dışyardım
vergi indirimini elde etmek Verb
hafifletici
vergi indirimi tanımak Verb
yüksek kabartma. Noun
yüksek kabartma.
low relief: hafif kabartma.
relief map: kabartma harita.
gelirin vergiye tabi olmayan kısmı
(Br) gelirin vergiye tabi olmayan kısmı
gelir vergisi indirimi
(Br) gelir vergisi indirimi
gelir vergisi indirimi
(eskiden İngilterede) fakirler/düşkünler yurdunda dağıtılan yardım.
ihtiyati tedbirden affedilme olanağı
bir ihtiyati tedbirden affedilme olanağı
acil yardım
yardım düzeyi
(Br) hayat sigortasının ücretsiz kısmı
hayat sigortasının ücretsiz kısmı
bas-relief
marjinal indirim
(Br) marjinal indirim (gelirin daha yüksek bir oranda vergileneceği düzeyi az miktarda aştığı durumda
gelir vergisi tarifesinde yapılan indirim
para yardımı
ödenmiş ipotek faizinin vergi muafiyeti
milli yardım
belediyeden/hükümetten yoksulluk yardımı gören.
sosyal yardım
(Br) sosyal yardım
yoksul yardımı
yoksul yardımı
belediye yardımı
(Br) sosyal yardım
belediye sosyal yardımı
yoksul yardımı
(Br) şahsa ait vergi indirimi
şahsa yapılan yardım
(Br) yoksul yardımı
sosyal yardım
(Br) sosyal yardım
yoksulluk yardımı
fiyat yardımı
(US) sosyal yardım
sosyal yardımlar
(Br) gelir vergisi indiriminden yararlanmak Verb
birini yardıma ehil kılmak Verb
(gelir vergisi) indirim oranı
(US) devlet yardımı almak Verb
yardım alan şahıs
işsizlik yardımı alan şahıs
sığınmacılara yardım
sığınmacı yardımı
rehabilitasyon yardımı
yardıma muhtaç olmak Verb
sabit aktiflerin satışından elde ettiği sermaye kazancı vergi indirimine tabi tutulabilir
sabit aktiflerini satarken onların yerine yenilerini satın alıyorsa
satış vergisi indirimi
hastalık yardımı
küçük para yardımı
sosyal yardım
devlet yardımı
değer artışı vergisi indirimi
vergiyi hafifletici tedbirler
vergi indirimi Noun, Taxation-Customs
vergiyi hafifletici önlemler
(Br) vergi indirimi
geçici yardım
sosyal yardım almak Verb
devlet yardımı almak Verb
işsizlik yardımı
işsizlik yardımı alan işsiz
işsizlik yardımı
acil yardım Noun
işsizlik yardımı
yardım teşkilatı
bağış yardımı
sosyal yardım başvuru sahibi
yardım kurulu
yardım faaliyeti Noun
yardım çalışması Noun
kurtarma seferi
sığınmacılar için yardım
yaşlılar için yardım
gümrük vergilerinden muafiyet
sorumluluktan kurtarma
yardım fonu
yardım sandığı
istikraz hali kredisi
kabartma harita
yardım önlemi
bir kalenin kuşatılmaktan kurtarılması
bir nöbetçinin nöbetini devralma
vergi ödeme kolaylığı
yaşlılara yardım
yoksulluğun azaltılması
(Br) sosyal yardım bürosu Noun
sosyal yardım bürosu Noun
sosyal yardım yetkilisi
(Br) sosyal yardım yetkilisi
kurtarma harekâtı
kamu yardım örgütü
sosyal yardım ödemesi
yardım programı
yan yol
ikinci yol
kurtarma gemisi
sosyal yardım belgesi
(Br) sosyal yardım belgesi
göze rahatlık
yardım treni
emniyet sübabı
boşaltmak valfı
kurtarma gemisi
rölyef
iş yaratma projesi
sosyal yardım işçisi
kurtarma işinde çalışan işçi
sosyal yardım işleri Noun
kurtarma işleri Noun
hava boşaltma musluğu
yoksullar kanunu tahtında yardım için başvurmak Verb
yoksullar kanunu çerçevesinde yardım için başvurmak Verb
...'i gözler önüne sermek Verb
...'i tartışmaya açmak Verb
...'i apaçık ortaya koymak Verb
...'i gündeme getirmek Verb
gümrük muafiyeti düzenlemesi
gümrük muafiyet düzenlemesi
acil yardım servisi
hukuki himaye almak Verb
dilekçede istenilen yardımı vermek Verb
dayanışma derneği
emniyet subabı
sel felaketzedelerine yardım göndermek Verb
sel felaketzedelerine yardım göndermek Verb
bir yardım fonuna bağışta bulunmak Verb
...'i tartışmaya açmak Verb
...'i gündeme getirmek Verb
...'i apaçık ortaya koymak Verb
...'i gözler önüne sermek Verb
işsizlik yardımı projesi
İnsani Yardım Vakfı Proper Name, Organizations