res

English-Turkish Translation

  1. Noun nesne, şey, madde, mesele, konu.
    res judicata = res adjudicata: mahkemece karar verilmiş mesele.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

aliena res
(Lat) bir başkasının malı
in medias res
ortasında, işin/konunun orta yerinde.
res adjudicata
mahkemece (daha önce) karar verilmiş mesele, emsal kararı.
res aliena
başkasına ait eşya
res derelicta
metruk şeyler Noun, Law
res derelicta
terk olunmuş eşya Noun, Law
res gestae
iş, eylem, fiil, yapılan şey, başarı, muvaffakiyet, yapılıp bitirilmiş iş. Noun
res gestae
müteferri hususlar, asıl davaya/konuya ilişkin ve delil olarak kabul edilebilen tâli eylem ve koşullar. Noun, Law
res integra
(Lat) (hukuk) daha önce üzerindeki hukuki bir karar alınmamış bir noktayı ortaya çıkaran dava
res judicata
mahkemece (daha önce) karar verilmiş mesele, emsal kararı.
res nullius
sahipsiz mal
res publica
cumhuriyet. Noun
res publica
devlet işleri. Noun
res.
reserve.
res.
residence.
res.
resigned.
plea of res judicata
kaziyye-i muhakeme defisi
plea of res judicata
kaziyei muhakeme defi
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Baş, kafa
  2. Sonuna geldiği kelimelere “ulaşan, erişen” anlamı ... usûlüyle birleşik sıfatlar yapar
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

reş
Serpme, püskürtme