restriction

  1. Noun kısıtlama
  2. Adjective kıs(ıl)ma, kısıtla(n)ma, sınırla(n)ma, tahdit (etme/edilme).
    restriction of expenditure: masrafların
    kısılması.
    to place restrictions on the sale of … : … satışını kısıtlamak.
    restriction of speed: sürat tahdidi.
  3. Adjective sınırlayıcı/kısıtlayıcı kural/nesne.
    New restrictions for hunters.
  4. Adjective kısıntı, tahdit, sınır.
kredi kısıtlaması
kredi tahdit dileri Noun
ihracat tahdidi
açık kısıtlama Noun, Competition Law
aleni kısıtlama Noun, Competition Law
yatay sınırlama Noun, Competition Law
ithalat tahdidi
serbestlik
fekketmek Verb
uyulması mutlaka gerekli olan kayıt
üretim kısıtlaması
bazı mallara uygulanan ithalat kısıtlaması
herhangi bir kısıtlaması olmayan
ihtiyari kısıtlanma
durma yasağı
kısıtlamasız
iş yavaşlatma
yetki kullanılmasında kısıtlama
bir kanunun getirdiği kısıtlamalar
bir yola park yasağı koyma
silah kısıtlaması
ticaretin kısıtlanması
kredi kısıtlaması
piyasaya girişin kısıtlanması Noun, Competition Law
masrafların kısılması
ihracat kısıtlaması
hürriyeti kısıtlama Noun, Rights-Freedoms
ithalat kısıtlaması
verimin kısıtlanması
üretimin kısıtlanması
teknolojinin kısıtlanması Noun, Competition Law
doğum oranının kısıtlanması
basın hürriyetinıkısıtlama
dolaşım tahdidi
ekim sınırlaması
ihracatın kısıtlanması Noun, Competition Law
üretim, pazarlama ya da teknik gelişmenin sınırlandırılması Noun, Competition Law
satış tahditleri Noun
yetkiyi kısıtlamak Verb
dış ticarete kısıtlamalar koymak Verb