retain

  1. Transitive Verb tutmak, alıkoymak, kendine saklamak.
  2. Transitive Verb (kullanmakta/uygulamakta) devam etmek.
  3. Transitive Verb elinde tutmak/bulundurmak, korumak, muhafaza etmek.
    to retain one's standards. He retained control
    of the business until he died. Porcelain retains heat longer than metal does.
  4. Transitive Verb unutmamak, akılda tutmak.
  5. Transitive Verb (yerinde/makamında) tutmak/alıkoymak.
  6. Transitive Verb (ücretle avukat/uzman vb.) tutmak, angaje etmek.
    He retained the best lawyer in the city.
okul günlerinin anısını belleğinde canlı tutmak Verb
arabasını kontrol altında tutmak Verb
mülkiyeti elde tutma hakkını kullanmak Verb
zihninde tutmak Verb
adını açıklamamak
vatandaşlığını muhafaza etmek Verb
vatandaşlığını bırakmamak Verb
ilgisini kaybetmemek Verb
(US) vatandaşlığından ayrılmamak Verb
mevkiini muhafaza etmek Verb
mevkiinde kalmak Verb
aklı yerinde olmak (bütün akli melekelerine sahip olmak Verb
alıkoyma Noun, Law
(Br) US avukat tutmak Verb
birinin anısını zihninde taze tutmak Verb
(Br) avukat tutmak Verb
bir şartı muhafaza etmek Verb
bir hakkı elinde tutmak Verb
ölçü dahilinde davranmayı bilmek Verb
bir avukat tutmak Verb
(ücretten) vergi kesmek Verb
bir temsilci tutmak Verb
maaşın bir kısmını alıkoymak Verb
eski bir âdeti alıkoymak Verb
defterleri saklamak Verb
müşteri tutmak Verb
kendine alıkoymak Verb
ipka etmek Verb
gündelik masraflar karşılığı tutmak Verb
kârı genişleme harcamaları için ayırmak Verb
kârı genişleme harcamaları için ayırmak Verb
birini hizmet etmesi için tutmak Verb
tutmak Verb
birinin işten ayrılmamasını sağlamak Verb
görevlendirmek Verb
işe almak Verb
birinin çalışmaya devam etmesini sağlamak Verb
birini görevinden alıkoymak Verb
üstünlüğü/zaferi korumak.
başta gitmek Verb
kârı dağıtmamak Verb
mülkiyeti elinde tutmak Verb
ücretleri alıkoymak Verb
ihracat dövizini kullanma hakkı
Üye Devletler... hakkını saklı tutar