reveal

English-Turkish Translation

  1. açıklama(k), ifşa (etmek).
    to reveal a secret. to reveal one's identity.
  2. ortaya/gözönüne serme(k), sergileme(k).
    His conduct reveals great intelligence. The truth will be revealed some day.
  3. meydana çıkarma(k), gösterme(k).
    She drew the curtains aside to reveal beautiful gardens.
  4. ilham etmek, vahyetmek, vahiy yolu ile malûm olmak.
  5. Architecture açıt yanağı: kapı/pencere çerçevesi ile duvar kenarı arasındaki kısım.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

reveal one's holdings to the tax authorities
malvarlığını vergi makamlarına bildirmek Verb
reveal one's identity
kimliğini açıklamak Verb
reveal one's naked heart
içini dökmek Verb
reveal one's real self
masesini indirmek Verb
reveal one's real self
maskesini atmak Verb
reveal a defect
bir bozukluğu ortaya çıkarmak Verb
reveal a defect
bir kusuru açığa vurmak Verb
reveal sb's misdeeds
birinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmek Verb
reveal the crime in all its nakedness
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya koymak Verb
reveal the crime in all its nakedness
suçu bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarmak Verb
reveal the secret
sırrı açıklamak Verb
reveal yourself
kendini göstermek Verb
reveal yourself
ortaya çıkmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database