revive

  1. Verb yeniden canlan(dır)mak, taze hayata kavuş(tur)mak, diril(t)mek, ihya etmek,
    The rose will revive if
    you water it. Industry is reviving.
  2. Verb tekrar yürürlüğe/işler hale koymak/girmek/gelmek.
    to revive an old custom.
  3. Verb yeniden ilgi/rağbet/revaç kazan(dır)mak, tazele(n)mek.
    to revive someone's courage: birisinin cesaretini tazelemek.
  4. Verb eski bir filmi tekrar göstermek/oynatmak.
  5. Verb (eski bir piyesi) tekrar sahneye koymak/oynamak/temsil etmek.
  6. Verb ayıl(t)mak, kendine gelmek, kuvvet/zindelik kazan(dır)mak.
    The fresh air soon revived him.
  7. Verb (ümit/hatıra vb.) canlan(dır)mak, tekrar uyan(dır)mak, tazele(n)mek.
    His hopes revived.
iptal edilmiş bir vasiyetnameye yeniden geçerlik kazandırmak Verb
iptal edilmiş bir vasiyetnameyi yeniden canlandırmak Verb
bir davayı yeniden açmak Verb
bir sözleşmeyi sürdürmek Verb
vadesi dolmuş bir patent hakkını sürdürmek Verb
bir sanayii canlandırmak Verb
ekonomik faaliyeti canlandırmak Verb
ölüm cezasını yeniden getirmek Verb