route

  1. Noun yol, geçit, tarik.
    en route: yolda.
    en route for: … yolunda, -e gitmek üzere.
    go the
    route: sonuna kadar gitmek, devam ettirmek.
    mail route: posta yolu.
    routemarch = route step
    ask. rahat/adi yürüy
    üş.
    Shortest route from Bursa to İstanbul.
  2. Noun güzergâh, uğrak.
  3. Verb yolunu belirtmek/tespit etmek.
    to route a tour.
  4. Verb belirli bir yoldan göndermek/yollamak/sevketmek, (yola) yöneltmek.
    They routed the goods through (by
    way of) Italy: Malları İtalya üzerinden (İtalya yolu ile) gönderdiler.
düzensiz göç rotası Noun, Politics-Intl. Relations
uygulama yolu Noun, Pharmacology
ilaç uygulama yolu Noun, Pharmacology
bulaşma yolu Noun, Virology
bulaş yolu Noun, Virology
harita üzerinde yolunu çizmek Verb
giriş yolu
üzerinde mutabık kalınan rota
uçuş yolu
rota
hava rotası Noun
yaklaşma rotası Noun
bulunmuş kaybolan bagajın gönderilmiş olması
bulunmuş kaybolan bagajın yolda olması
yolda olmak Verb
otobüs yolu
(US) otobüs hattı
kervan yolu
kervanyolu
güzergâh değişikliği
konvoy güzergâhı
konvoy rotası Noun
kurye güzergâhı
bir yol katetmek Verb
şehri bir uçtan diğer uca geçen yol
direkt yol
bir noktadan öbürüne en kısa mesafe
bir otobüs güzergâhını değiştirmek Verb
memleket dahili yol
doğuya giden yol
yolda, yol üzerinde, giderken.
kaçış yolu
ekspres hattı
yeni bir yol bulmak Verb
yangın kaçış yolu Noun, Occupational Safety
uçağın izleyeceği yol
gönderme güzergâhı
nakliye tarihi
(askerlik) yürüyüş emri almak Verb
sonuna kadar sabretmek Verb
yoldaki mallar Noun
iki nokta arasındaki en kısa mesafe
uçağın dünyanın çevresinde büyük bir daire çizerek uçması
karayolları Noun
(mektup) hangi yoldan gideceği
dolambaçlı güzergâh
yurt içi havayolu
yurt içi havayolu
yatırım yolu
kara yolu
karayolu
gemi rotası Noun
iki geçeli (ye) dizilmek Verb
ana cadde
ana yol
ana ikmal yolları Noun
bir yol çizmek Verb
narkotik madde güzergahı Noun
geminin rotası Noun
seyrüsefer rotası Noun, Maritime Traffic
müzakere yolu
karayolu
kır yolu
hacı yolu
tren güzergâhı
dolambaçlı yol
manzaralı yol
denizyolu
deniz yolu
sevkıyatın izleyeceği yol
bir otobüs güzergâhındaki duraklar Noun
müteahhitlerce taşınan posta yolu. Noun
ikmal yolu Noun, Military
geçit yolu
gidilecek rota
trafik yolu
transit yolu
geçiş güzergahı Noun
yeni bir yoldan gitmek Verb
ihtiyati tedbire başvurmak Verb
su yolu
bir sirküleri dolaştırmak Verb
rota başvurusu
yürüyüşe hazır ordu
rota tahsisi
iş akış kartı
güzergâh değişikliği Noun
belgeleri göndermek Verb
bir belgeyi , giderek yükselen makamları izleyerek dolaştırmak Verb
uçuş hava şartları Noun
yol listesi (satış görevlilerinin kullandığı yerel perakende mağazalarının listesi
sokakları gösteren harita
uçuş haritası Noun
eğitim yürüyüşü
(Fr) Fransa'nın numaralandırılmış ana yollarından biri
kullanım yolu Medicine
(askerlik) yürüyüş emri
rota tespiti
sevkıyatlar için gidiş yolu tespit etmek Verb
birlikleri yürüyüşe geçirmek Verb
Havayolu Trafik Kontrol Merkezi
lu caddeyi takip etmek Verb
(US) 8 numaralı caddeden gitmek Verb
kafilenin geçtiği yol boyunca dizilmek Verb