rove

  1. Verb, Textile Industry bükmek
  2. Verb âvâre dolaşmak, başıboş/gayesiz gezinmek, âvârelik/serserilik etmek.
    He loved to rove over the fields
    and woods.
    rove the seas: korsanlık etmek.
    His eyes roved over the pictures: Gözlerini resimler üzerinde gezdirdi.
  3. Verb (yün/pamuk vb.) hafifçe bükmek, eğirmeye hazırlamak.
  4. Verb (elyafı/ipliği vb.) gözden/küçük delikten geçirmek.
  5. Verb tarayarak inceltmek.
  6. Verb (bkz: reeve )2
  7. Noun avare dolaşma, avarelik, başıboşluk.
  8. Noun
    roving ile ayni anlama gelir. az bükülmüş iplik, fitil.
kalkık kuyruk
(Staphylinidae): ince uzun gövdeli hızlı yürüyen bir böcek. Noun