sıvı

Turkish-English Translation

  1. running
  2. Noun, Chemistry liquid
  3. fluid
  4. wet
  5. run
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

amniyon sıvısı
amniotic fluid Noun, Medicine
amniyos sıvısı
amniotic fluid Noun, Medicine
beyin-omurilik sıvısı
cerebrospinal fluid (CSF) Noun, Anatomy
beyin-omurilik sıvısı
spinal fluid Noun, Anatomy
beyin-omurilik sıvısı
brain fluid Noun, Anatomy
beyin-omurilik sıvısı
neurolymph (obs.) Noun, Anatomy
Bitkisel ve hayvansal sıvı ve katı yağların imalatı (NACE kodu: 10.4)
Manufacture of vegetable and animal oils and fats (NACE code: C10.4) Noun, Trades-Professions
Katı, sıvı ve gazlı yakıtlar ile bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticareti (NACE kodu: 46.71)
Wholesale of solid, liquid and gaseous fuels and related products (NACE code: G46.7.1) Noun, Trades-Professions
lenf sıvısı
lymphatic fluid Noun, Anatomy
omurilikten sıvı almak
lumbar puncture Noun, Medicine
omurilikten sıvı almak
spinal tap Noun, Medicine
serebrospinal sıvı
cerebrospinal fluid (CSF) Noun, Anatomy
serebrospinal sıvı
spinal fluid Noun, Anatomy
serebrospinal sıvı
brain fluid Noun, Anatomy
serebrospinal sıvı
neurolymph (obs.) Noun, Anatomy
Sıvı ve katı yağ imalatı (NACE kodu: 10.41)
Manufacture of oils and fats (NACE code: C10.4.1) Noun, Trades-Professions
Süt ürünleri, yumurta ve yenilebilir sıvı ve katı yağların toptan ticareti (NACE kodu: 46.33)
Wholesale of dairy products, eggs and edible oils and fats (NACE code: G46.3.3) Noun, Trades-Professions
vücut sıvısı
body fluid Noun, Medicine
ağız dolusu sıvı
sup
ağıza güzel koku vermek için sıvı
wash
amniyotik sıvı
amniotic fluid Noun, Medicine
bazı ufak böceklerin salgısı olan yapışkan sıvı
honeydew
buz çözücü sıvı
deicer fluid
hidrolik sıvı
hydraulic fluid Noun, Transport
içinde bir şey ıslatılan sıvı
soak
ilaca karıştırılan tatlı sıvı
julep
kahve veya çorba gibi sıcak sıvı
hot stuff
lenfatik sıvı
lymphatic fluid Noun, Anatomy
maşrapa dolusu sıvı
tankard
mürekkep balığının çıkardığı siyah sıvı
ink
sıvı besi maddesi
liquid food Noun
sıvı çekme
derivation Noun, Medicine
sıvı dengesi
fluid balance Noun, Physiology
sıvı dengesizliği
fluid imbalance Noun, Physiology
sıvı derecesi
degree of fluidity
sıvı durum
liquid form
sıvı durumuna getirmek
to liquidize Verb
sıvı hali
liquid position
sıvı hidrojen
liquid hydrogen
sıvı içine yatırmak
to steep Verb
sıvı kristal
liquid crystal Noun, Physics
sıvı kristal görüntü birimi
liquid crystal display Information Technology
sıvı mallar
wet goods Noun
sıvı merhem
liniment
sıvı ölçeği
liquid measure
sıvı ons
fluid ounce
sıvı püskürten kişi ya da araç
sprayer
sıvı soğutma
liquid cooling Noun, Transport
sıvı ya da toz deterjan
cleanser
sıvı yakıt
household fuel
sıvı yakıt tankı
liquid fuel tank Noun, Transport
sıvı zehir
venom
028'ine eşit sıvı ölçüsü birimi
fluid ounce
alışılmıştan daha sıvı halde olan
runny
antiseptik sıvı sabun
antiseptic liquid soap Noun, Personal Care-Hygiene
bir kaptan sıvı madde almak
to draw off Verb
bir litrenin yüzde birine eşit sıvı ölçü birimi
centilitre
bitkisel sıvı yağ
vegetable oil
boşalıncaya dek bir şeyden sıvı çekmek
to drain off Verb
dereceli sıvı ölçeği
graduate
ıslatılan şeyin çektiği sıvı miktarı
soakage
katı bir maddeyi sıvı içinde ıslatarak yumuşatmak
to macerate Verb
perikardda sıvı birikimesi sonucu perikardiyal boşlukta basınç artışı
cardiac tamponade Noun, Medicine
perikardda sıvı birikimesi sonucu perikardiyal boşlukta basınç artışı
pericardial tamponade Noun, Medicine
sıcak bir sıvı ile yakmak
to scald Verb
termos dolusu sıvı miktarı
flask
üzerine sıvı dökmek
to slosh Verb
vücuttan dışarı sıvı atma
ejaculation
yarım litrelik sıvı ölçü birimi
pint
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Su gibi bulunduğu kabın şeklini alma ... sâhip, akışkan , mâyi
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.