sacrifice

  1. Noun feragat
  2. Noun kurban etme;
  3. Noun kurban;
  4. Noun özveri, fedakârlık, feda etme.
    Success is not worth the sacrifice of your health.
  5. Noun feda edilen şey.
    His parents made many sacrifices to send him to a private school.
  6. Noun (değerinden aşağı fiyata satmaktan doğan) zarar, ziyan.
    Sell (something) at a sacrifice: (Bir
    şeyi zararına/ yok pahasına) satmak.
  7. Verb kurban etmek, kurban kesmek;
  8. Verb feda etmek, fedakârlık yapmak.
    He sacrificed his life to save the child from the fire.
  9. Verb zararına/ yok pahasına satmak.
    I need money and I'm having to sacrifice (on the price of) my car.
  10. Verb (beyzbol) takım arkadaşları ilerlesin diye topa hafif vurmak.
canını vatanına feda etmek Verb
hayatını feda etmek Verb
hayatıni feda etmek Verb
canını feda etmek Verb
zararına
avaryadan vazgeçme
Kurban Bayramı Noun, Religion-Faith
Kurban Bayramı Noun, Religion-Faith
Kurban Bayramı Noun, Religion-Faith
Kurban Bayramı Noun, Religion-Faith
mali fedakârlık
kurban kesmek Verb
fedakârlık yapmak Verb
fedekârlık yapmak Verb
canını feda etmek Verb
kurban vermek Verb, Religion-Faith
zararına satmak Verb
zararına satmak Verb
bir şeyi zararına satmak Verb
özveri, kendini feda etme.
make the supreme sacrifice: canını feda etmek. 10
supreme Soviet:
Yüksek Sovyet, Sovyet Rusya yasama meclisi.
(beyzbol) takım arkadaşları ilerlesin diye topa yavaş vuruş.
zararına satılan mallar Noun
kısa dönem kârlarının feda edilmesi Noun, Competition Law
zaman harcama
kurban olmak Verb
zararına satış fiyatı
zararına satış
kurban etmek Verb
ateşe atmak Verb