saglamak

Turkish-English Phrases

(kâr) sağlamak
to return Verb
açıkgözlükle geçimini sağlamak
to live on one's wits Verb
anlaşma sağlamak
to arrange a settlement Verb
avantaj sağlamak
to gain Verb
avantaj sağlamak
to benefit Verb
avantaj sağlamak
to work the system Verb
avantaj sağlamak
get the upper hand, gain the upper hand, have the upper hand Verb
bağlantı sağlamak
to liaise Verb
bakımını sağlamak
to maintain Verb
bakımını sağlamak
to service Verb
bakımını sağlamak
to care Verb
barış sağlamak
to pacify Verb
barış sağlamak
to establish peace Verb
barışı sağlamak
to ensure peace Verb
barışı sağlamak
to bring peace Verb
barışı sağlamak
to ensure the peace Verb
belge sağlamak
to furnish documents Verb
beraberlik sağlamak
to equalize Verb
bilgi sağlamak
to be drawn Verb
bilgi sağlamak
to supply information Verb
bir havaalanının bakımını sağlamak
to maintain an airport Verb
bir karara varılmasını sağlamak
to bring about a decision Verb
bir şeyden kâr sağlamak
to realize profit from sth Verb
bir uzvun dikleşmesini sağlamak
to erect Verb
birine barınacak yer sağlamak
to give someone houseroom Verb
birine birşey sağlamak
to supply something to someone Verb
birine birşey sağlamak
to supply someone with something Verb
birine boş zaman sağlamak
to free up someone Verb
birinin birşeye katılmasını sağlamak
to draw someone into something Verb
birinin birşeye uymasını sağlamak
to fit someone for something Verb
birinin birşeyi yapmasını sağlamak
to make someone do something Verb
birinin birşeyle uğraşmasını sağlamak
to engage someone in something Verb
birinin fark edilmesini sağlamak
to get someone noticed Verb
birinin geçimini sağlamak
to subsist sb Verb
birinin geçimini sağlamak
to fix up Verb
birinin işten ayrılmamasını sağlamak
to retain someone Verb
birinin katılmasını sağlamak
to bring someone in Verb
birşey sağlamak
to come across with something Verb
birşeyden yarar sağlamak
to get something out of something Verb
birşeye karşı güvence sağlamak
to provide against something Verb
birşeyi sağlamak
to come through with something Verb
birşeyi sağlamak
to make for something Verb
birşeyi sağlamak
to see to something Verb
birşeyin anlaşılmasını sağlamak
to cast light onto something Verb
birşeyin birşey olmasını sağlamak
to render something something Verb
çabuk ciro sağlamak
to yield an easy (quick , short) return Verb
çabuk kazanç sağlamak istemek
to be out for quick killing Verb
çıkar sağlamak
to line your own pockets Verb
çözülmesini sağlamak
to dissolve Verb
dayanak sağlamak
to support Verb
defterlerde mutabakat sağlamak
to balancing of the books Verb
dengeyi sağlamak
to strike a balance Verb
devamlılığını sağlamak
to maintain Verb
disiplin sağlamak
to discipline Verb
disiplini sağlamak
to proctorize Verb
disiplini sağlamak
to proctor Verb
düşmesini sağlamak
to bring down Verb
düzeni sağlamak
to put (out) things in a line Verb
düzeni yeniden sağlamak
to restore order Verb
eleman sağlamak
to staff Verb
enerji sağlamak
to generate power Verb
enerji sağlamak
to energize Verb
erişim sağlamak
to access Verb
erişim sağlamak
to gain access Verb
erzak sağlamak
to supply with provisions Verb
eşgüdüm sağlamak
to coordinate Verb, Information Technology
fayda sağlamak
to benefit Verb
fayda sağlamak
to pay Verb
garanti sağlamak
to obtain safeguards Verb
geçimini sağlamak
to earn one's bread Verb
geçimini sağlamak
to pay your way Verb
geçimini sağlamak
to make a living Verb
geçimini sağlamak
to pick up a livelihood Verb
geçimini sağlamak
to shift for a living Verb
geçimini sağlamak
to maintain Verb
geçimini sağlamak
to keep the pot boiling Verb
geçimini sağlamak
to enjoy a competency Verb
gelir sağlamak
to generate revenue Verb
gelir sağlamak
to fetch Verb
gereçlerini sağlamak
to outfit Verb
gereksinimleri sağlamak
to store Verb
giyecek sağlamak
to clothe Verb
güvenliği sağlamak
to police Verb
hesaplarda mutabakat sağlamak
to agree the accounts Verb
ihtiyaç duyulan birşeyi sağlamak
to come through with something Verb
ilerleme sağlamak
to keep things moving Verb
ilerleme sağlamak
to get things moving Verb
ilerlemesini sağlamak
to move along Verb
ilerlemesini sağlamak
to progress Verb
iş sağlamak
to provide employment Verb
işgücü tasarrufu sağlamak
to save labour Verb
işlerin yolunda gitmesini sağlamak
to get things moving Verb
istenen etkiyi sağlamak
to work Verb
iyi ciro sağlamak
to make good roes Verb
iyi gelir sağlamak
to derive a good income Verb
iyi gelir sağlamak
to bring in a good income Verb
iyileşme sağlamak
to effect a cure Verb
kabul sağlamak
to obtain acceptance Verb
kâr sağlamak
to generate profit Verb
kâr sağlamak
to return a profit Verb
kâr sağlamak
to derive profit Verb
kâr sağlamak
to yield Verb
kâr sağlamak
to pay Verb
kâr sağlamak
to secure pimss Verb
kâr sağlamak
to secure profits Verb
kaynak sağlamak
to support Verb
kazanç sağlamak
to record gains Verb
kazanç sağlamak
to generate revenue Verb
kazanç sağlamak
to pay Verb
kazanç sağlamak
to make Verb
kazanç sağlamak
to make a profit Verb
kazanç sağlamak
to yield Verb
kazanç sağlamak
to bring in Verb
kendi geçimini sağlamak
to keep house Verb
kolay başarı sağlamak
to win hands down Verb
kontrolü sağlamak
to gain control Verb
kontrolü sağlamak
to take control Verb
konuşma konusu sağlamak
to provide a topic for discussion Verb
kredi sağlamak
to secure credit Verb
kredi sağlamak
to procure a loan Verb
kredi sağlamak
to procure a credit Verb
kurnazlıkla üstünlük sağlamak
to outfox Verb
masraflarda tasarruf sağlamak
to save expenses Verb
motivasyon sağlamak
to prompt Verb
muhasebe kayıtlarında mutabakat sağlamak
to agree the books Verb
mürettebat sağlamak
to crew Verb
müşteri sağlamak
to introduce customer Verb
mutabakat sağlamak
to reach a mutual understanding Verb
mutabakat sağlamak
stipulate Verb, Law
ödemeyi sağlamak
to secure payment Verb
ödemeyi sağlamak
to procure payment Verb
ödemeyi sağlamak
to provide payment Verb
olanak sağlamak
to arrange Verb
olanak sağlamak
to let Verb
olmasını sağlamak
to render Verb
olmasını sağlamak
to force Verb
oybirliği sağlamak
to carry a vote unanimously Verb
para sağlamak
to make out the money Verb
para sağlamak
to support Verb
personel sağlamak
to staff Verb
pistte kalmasını sağlamak
to ground Verb, Air Traffic
rahat kımıldanılacak yer sağlamak
to make up leeway Verb
refinansman sağlamak
to secure refinancing Verb
sağlamak
provide Verb
sağlamak
ensure Verb
sağlamak
make sure Verb
sağlamak
guarantee Verb
sağlamak
procure Verb
sağlamak
secure Verb
sağlamak
assure Verb
sağlamak
ascertain Verb
sağlamak
supply Verb
sağlamak
furnish Verb
sağlamak
deliver Verb
sağlamak
give Verb
sağlamak
arrange Verb
sağlamak
afford Verb
sağlamak
elicit Verb
sağlamak
accommodate Verb
sağlamak (doğruluğunu)
verify Information Technology
sahtecilik sahtekârlıkla geçimini sağlamak
to make a living by imposture Verb
satıcılıkta üstünlük sağlamak
to outsell Verb
senedin kabulünü sağlamak
to provide a bill for acceptance Verb
sermaye sağlamak
to supply capital Verb
sertifika sağlamak
to certificate Verb
sessizliği sağlamak
to silence Verb
sistemden avantaj sağlamak
to work the system Verb
soluklanmasını sağlamak
to rest Verb
sürmesini sağlamak
to progress Verb
teminat sağlamak
to supply collateral Verb
teminat sağlamak
to furnish security Verb
teminat sağlamak
to provide security Verb
teminat sağlamak
to afford securities Verb
ülke çapınde servis sağlamak
to sell one's service country-wide Verb
ün sağlamak
to cut a shine Verb
üstünlük sağlamak
get the upper hand, gain the upper hand, have the upper hand Verb
uygun bir kazanç sağlamak
to turn a healthy profit Verb
uygun bir kazanç sağlamak
to turn a healthy pims Verb
uyum sağlamak
to adjust Verb
uyum sağlamak
to strike a chord Verb
uyum sağlamak
to accommodate Verb
uyum sağlamak
to give Verb
uyum sağlamak
to click Verb
uyum sağlamak
to harmonize Verb
uyum sağlamak
to accord Verb
uzamasını sağlamak
to draw out Verb
uzlaşma sağlamak
to arrange a settlement Verb
varlığını sürdürmesini sağlamak
to sustain Verb
veri sağlamak
to furnish data Verb
yarar sağlamak
to benefit Verb
yarar sağlamak
to pay Verb
yardımını sağlamak
to enlist Verb
yaşamını sürdürmesini sağlamak
to sustain Verb
yerleşmesini sağlamak
to quarter Verb, Military
yeterli çoğunluğu sağlamak
to constitute a quorum Verb
yeterli çoğunluğu sağlamak
to break a quorum Verb
yeterli kanıt sağlamak
to furnish satisfactory evidence Verb
yığınların desteğini sağlamak
to build up a popular following Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

sağlamak
Gerekli şartları ... temin etmek
sağlamak
Aynı yolda ... taşıt vb