bozum etmek, küçük düşürmek, yelkenlerini suya indirtmek, gururunu kırmak.
üçgen yelken: yelkenlilerin hafif rüzgârda kullandıkları yelken.
alçakgönüllü davranmak
Verb
uzunlamasına yelken, gemi eksenine paralel yelken.
Noun
pupayelken, bütün yelkenler açılmış olarak.
The ship was moving ahead full sail .
full-sailed: pupayelken.
Noun
üçköşe yelken, latin yelken.
latin yelkeni
Maritime Traffic
(a) yelken açmak, (b) sefere çıkmak.
çok kolay iş.
It's all plain/smoot sail: (Bundan ötesi) kolaydır.
belirli rüzgâr hızında geminin güvenlikle açabileceğı azamî yelken sayısı.
Noun
sefere çıkmak, yelken açmak, fora etmek.
yelken açmak, denize açılmak.
bazı yelkenleri indirmek.
topgallant ile ayni anlama gelir. babafingo yelkeni.
seyir halinde, yelken açmış olarak.
rüzgâra karşı seyretmek
Verb
kamuoyunu umursamamak
Verb
tayfa olarak gemide çalışmak
Verb
rüzgârı arkasına almak
Verb
kanunu pek ciddiye almamak
Verb
(hikâye) biraz açık saçık olmak
Verb
(a) rüzgâr yönünde gitmek, (b) tehlikeli/şüpheli işlere girişmek.
You are sailing rather close to the wind. (c) dürüst davranmamak, kalleşlik etmek.
(a) büyük bir şevkle/azimle girişmek, (b) fena halde azarlamak, haşlamak, çıkışmak, dövmek, pataklamak.
tehlikeyi göze almak
Verb
kolayca yapmak/başarmak/ilerlemek.
How did he do in his exam? He absolutely sailed through: Sınavı
nasıl geçti? Kolayca başardı.
(US) tarifeye göre işlemek
Verb
konvoy halinde seyretmek
Verb
(a) sahte bandıra ile çıkmak, (b)
mec. sahte kimlik/hüviyet takınmak.
olduğundan başka türlü görünmek.
gerçek hislerini saklamak
Verb
mümkün olduğu kadar yakın seyretmek
Verb
rüzgârı geminin arkasına almak, rüzgâr yönünde seyretmek.
tayfalık yapmak, tayfa olarak çalışmak.