saldırı

Turkish-English Translation

  1. charge
  2. attack
  3. violence
  4. blow
  5. pass
  6. invasion
  7. aggression
  8. punch
  9. assault
  10. onset
  11. excursion
  12. insult
  13. infringement
  14. onslaught
  15. inroad
  16. incursion
  17. rampage
  18. swoop
  19. belligerence
  20. assault and battery
  21. truculence
  22. offense
  23. doing over
  24. offensive
  25. brash
  26. onrush
  27. assailment
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

bombalı araç saldırısı
car-bombing attack Noun
intihar saldırısı
suicide attack Noun, Politics-Intl. Relations
roketatarlı saldırı
rocket-launcher attack Noun, Military
saldırı cihadı
offensive jihad Noun, Religion-Faith
Saldırının (Tecavüzün) Tanımı: Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 3314 (XXIX) Sayılı Kararı
Definition of Aggression, United Nations General Assembly Resolution 3314 (XXIX) Noun, International Law
terör saldırısı
terrorist attack Noun, Criminal Law
topçu saldırısı
artillery attack Noun, Military
yıldırım saldırısı
blitzkrieg Noun, Military
ağırlaştırıcı sebepler taşıyan saldırı
aggravated assault
alçaktan saldırı
low- level attack Aviation
ani saldırı
rush attack
ani saldırı
foray
bağlara saldırı
attack on linking Noun, Psychoanalysis
bir müstahkem mevkie saldırı
assault a fortress
birlikte saldırı
concerted attack
bombalı saldırı
bomb attack Noun
bütünleşik saldırı
integrated attack Noun, Military
büyük saldırı
major offensive
cepheden saldırı
frontal attack Noun, Military
cinsel saldırı
sexual assault Noun, Law
dağınık saldırı
dispersed attack Noun, Military
doğrudan politikacılara saldırı
hit at politicians
ekonomik saldırı
economic offensive
etkisini yok etmek için birine karşı saldırı
counterblast
etkisini yok etmek için birine karşı saldırı
counter-blast
hazırlıklı saldırı
deliberate attack
hükümet politikasına karşı güçlü saldırı
strong attack against government policy
hükümet politikasına karşı güçlü saldırı
strong attack against the government's policy
karşı saldırı
counter-attack
kasıtlı saldırı
wanton aggression
koordine saldırı
coordinated attack
kötü niyetli saldırı
vicious attach
kötü niyetli saldırı
vicious attack Noun
kuşatan saldırı
enveloping attack
mazeret nedeniyle saldırı
excusable assault
müstahkem bir yere saldırı
storm
nitelikli cinsel saldırı
aggravated sexual assault Noun, Law
nükleer saldırı
nuclear attack
ölümle sonuçlanan saldırı
fatality Noun
önleyici saldırı
preemptive strike Noun, Politics-Intl. Relations
ortak saldırı
combined attack
özellikle saldırı
aggravated damages
rakip saldırı
competitive assault
şaşırtma saldırı
false attack
ses bombalı saldırı
sound-bomb attack Noun
şiddetli saldırı
violent attack
şiddetli sözlü saldırı
broadside
silahlı saldırı
armed aggression
silahlı saldırı
armed attack Noun
sözlü saldırı
verbal attack Noun
sözlü saldırı
philippic
sözlü saldırı
bricbat
sözlü saldırı
diatribe
sürpriz saldırı
blitzkrieg
tahriksiz saldırı
unprovided aggression
taklit saldırı
mock attack
tehlikeli veya öldürücü bir silahla yapılan saldırı
aggravated assault
teknik saldırı
technical assault
toplu saldırı
mass attack
utanç verici saldırı
aggravated assault
yakın saldırı
close attack
yandan saldırı
flank attack
yıldırım saldırı
blitz
saldırı araçları
means of attack Noun
saldırı birlikleri
storm troops Noun
saldırı bölgesi
zone of attack
saldırı düzenlemek
to carry out an attack Verb
saldırı en iyi savunma biçimidir
attack is the best form of defence
saldırı en iyi savunma biçimidir
attack is the best form of defense
saldırı fiili
act of aggression
saldırı fiili
act of agression
saldırı gerçekleştirmek
to strike Verb
saldırı gerçekleştirmek
to carry out an attack Verb
saldırı helikopteri
attack helicopter
saldırı müfrezesi
assault squad
saldırı noktası
point of attack Noun
saldırı paktı
offfensive alliance
saldırı paktı
offensive alliance
saldırı planı
plan of attack
saldırı sapması
displacement of aggression
saldırı savaşı
war of offence
saldırı savaşı
war of aggression
saldırı silahı
weapon of offence
saldırı silahları
weapons of offense Noun
saldırı uçuşu
sortie
saldırı ve ağır yaralama
assault and battery of a high and aggravated nature
saldırı ve savunma ittifakı
offensive and defensive alliance
saldırı ve savunma silahları
offensive and defensive arms Noun
saldırı ya da çaba olarak varını yoğunu ortaya koyma
grand slam
(askerlik) saldırı birliği
storming party
büyük şirketlere saldırı deyimi
malefactors of great wealth
gırtlağa saldırı içgüdüsü
instinct for the jugular
Japon kökenli silahsız savunma ve saldırı tekniği
karate
karşı saldırı düzenlemek
to strike back Verb
karşı saldırı düzenlemek
to strike back at Verb
savaşta saldırı saati
zero hour
solculara yönelik saldırı sözcüğü
flaming liberal
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Saldırmak işi, ... taarruz, tecâvüz
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.