satış faaliyetlerini güçlendirmek
Verb
satış temsilciliğini en yeni bilgilerle donatmak
Verb
modern yöntemlerle satış yapmak
Verb
modern yöntemlerle satış yapmak
Verb
satış programını ayarlamak
Verb
tahakkuk etmiş satışlar
Noun
memleket için satışlar
Noun
ihracat (yabancı ülkelerdeki alıcılara satılan malların değeri)
dışarıya satışlar
Noun, Accounting
taksitli ödeme cirosu
Noun
ancak ucu ucuna kurtaran satışlar
Noun
(US) net satışlar (satış hâsılatından satış iade ve indirimleri , satış iskontoları düşüldükten sonra kalan tutar
açık piyasa satışları
Noun
kişisel satışlar (olası müşterilerle yüz yüze görüşülerek , telefon edilerek , mektup yazılarak gerçekleştirilen satışlar
Noun
gerçekleştirilebilecek satışlar
Noun
kıymetli kâğıt satışları
Noun
ancak alıcıya teslim tarihinden önce daha düşük bir fiyattan satın almayı ümit ettiği bir menkul değer
veya malı belirli bir tarihte kararlaştırılmış
yaz mevsimi satışları
Noun
en yüksek satış rakamları
Noun
(US) bir malı başka bir malın yanında satma
Competition Law
masrafların ve satıştan elde edilmiş olan nihai net kârın bir dökümünü göndericiye verir
ilgili evraklar göndericiye tevdi edilir
satış sözleşmesi
Noun, Commerce
satış elemanı
Noun, Commerce
satış elemanı
Noun, Commerce
satış toplantısı (tüm satış ve çoğu zaman satış teşvik personelinin katıldığı , şirket geçmiş performansı
ve gelecekteki hedeflerinin görüşüldüğü yıll
satış denetimi (satışları yöneten personelin benimsemiş olduğu denetim yöntemi
satış masrafları (satış bölgesinde yapılan satış çabalarının masrafları
Noun
satış özelliği (ürünün müşterilerin lehine olan özelliği
satış tahminleri (belirli kriterler ve varsayımların ışığı altında gelecekte gerçekleştirilecek olan satış rakamları
Noun
satış yutturmacaları
Noun
(US) satış yutturmacaları
Noun
satış yapmayı teşvik edici ödüller (satış elemanlarına verilen komisyonlar primler gibi para ödülleri
; satışları artırmak için alıcılara , büyük müşt
satış yapmayı teşvik edici ödüller
Noun
satış yapmaya yol açabilecek bilgi edinilmesi ya da ilişki kurulması
satış karışımı (ürün yelpazesi
satış nüfuzu (bir piyasada , bir ürünün tüketicisi ya da bir hizmetin kullanıcısı durumuna gelmiş kişilerin
o piyasadaki toplam nüfusa oranı
satış elemanının satış konuşması yapma tarzı
Noun
satış planlama (satış hedeflerinin ve satış kotalarının saptanması
satış politikası (pazarlama hedeflerine ulaşılması amacıyla satış personeline uygulattırılan politika
satış portföyü (başvuru ya da teşhir için satış görevlisinin yanında taşıdığı el kitabı
satış güçlülüğü (kendine eşit sayılabilecek rakiplerle kıyaslandığında , bir şirketin satış örgütünün
büyüklüğü ve piyasadaki başarısının ölçümü
(US) satış teşvik tekniği
satış kotası (satış faaliyeti ya da satış performansı ile ilgili olarak kişiye , ürüne , bölgeye ya da
piyasa dilimine verilen hedef
satış kaydı belgesi (ürün kategorisi , çoğrafi alan , müşteri tipi , vb göre gerçekleştirilmiş satış verilerinin toplanması
satış direnmesi (mantıklı ya da mantıksız bir satış teklifine gösterilen isteksizlik
satış stratejisi (bölgesel hedefler , satış yöntemleri , ziyaret sıklığı ve bütçeler dahil olmak üzere
, bir dizi amaca ulaşmak için satış faaliyeti p
satış hacmi (gerçekleştirilmiş olan satışlar
Noun