satisfaction

English-Turkish Translation

  1. Noun tatmin, doyum, haz, zevk, hoşnutluk, memnunluk, memnuniyet.
    take satisfaction: zevk almak, memnuniyet/haz
    duymak.
    He took great satisfaction from playing the piano.
  2. Noun hoşa giden/zevk ve memnuniyet veren şey.
    Playing the piano was one of his greatest satisfactions.
  3. Noun memnun/hoşnut/tatmin etme.
    to someone's satisfaction: birisini memnun/tatmin edecek tarzda.
    Every
    detail was worked out to everyone's satisfaction: Bütün ayrıntılar herkesi memnun edecek şekilde hazırlanmıştı.
  4. Noun kanaat, ikna.
    It's been proved to my satisfaction (=I am certain) that you're telling the truth:
    Sözlerinin doğruluğuna kanaat getirdim.
  5. Noun tazmin, tamir, telâfi, onarma.
  6. Noun tarziye.
    Sir, you're lying about me, I demand satisfaction: Efendi, bana iftira ediyorsun, tarziye vermelisin.
  7. Noun (borç) ödeme, tediye, tazmin, tasfiye.
    make full satisfaction to someone: birinin zararını tamamen
    tazmin/telâfi etmek, ödemek.
  8. Noun tövbe, istiğfar, pişmanlık, kefaret.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

fail to replace (a predecessor) to one's satisfaction
aratmak Verb
find complete satisfaction in one's work
işinden tam memnunluk duymak Verb
wrap up a case to one's own satisfaction
bir davayı istediği şekilde sonuçlandırmak Verb
accord and satisfaction
mahkeme dışı uzlaşma (tarafların bir sözleşme üzerinde vardığı uzlaşma ; taraflardan biri belirlenen
miktarı ödedikten sonra sözleşmedeki yükümlülükle
accord and satisfaction
bir tarafın karşı tarafı sözleşme yükümlülüklerinden ibra etmesi
breathe a sign of satisfaction
oh demek Verb
customer satisfaction
müşteri memnuniyeti Noun, Management
demand satisfaction
tazminat istemek Verb
enter satisfaction
ipoteği fek etmek Verb
enter satisfaction
ipoteği fekketmek Verb
entry of satisfaction
ipotek borcunun ödendiğine dair kayıt
entry of satisfaction
ipotek borcunun ödendiğine dair kayıt ydı
express satisfaction
memnuniyet göstermek Verb
give someone satisfaction
(a) birini memnun/hoşnut etmek, sevindirmek; (b) birine tarziye vermek.
guest satisfaction
misafir memnuniyeti Verb, Tourism
job satisfaction
iş tatmini
job satisfaction
(US) çalıştığı işten memnun olma
job satisfaction
çalıştığı işten memnun olma
job satisfaction
(US) işinden zevk alma
job satisfaction
işinden memnun olma
just satisfaction
adil tatmin, adil tazmin Noun, Rights-Freedoms
just satisfaction
adil tazminat Noun, Law
lack of satisfaction
tatminsizlik
memorandum of satisfaction
(Br) şirketin ipoteğin kaldırılmasını tescil dairesine bildirdiği belge
pecuniary satisfaction
para tazminatı
pecuniary satisfaction
ikramiye
shareholders'satisfaction
hissedarların muvafakati
stakeholder satisfaction
paydaş memnuniyeti Noun, Management
satisfaction of a claim
bir talebin yerine getirilmesi
satisfaction of a condition
bir koşulun yerine getirilmesi
satisfaction of an accord
bir anlaşmanın ifası Noun
satisfaction of creditors
alacaklılara olan borçların ödenmesi
satisfaction of debts
borçların ödenmesi
satisfaction of judgment
mahkemece hükmolunan paranın masraflar ile birlikte ödenmesi
satisfaction of mortgage
ipoteğin borcunun ödenmesi
satisfaction of record
(US) ipoteğin fekki
customer satisfaction survey
müşteri memnuniyeti anketi Noun, Management
need satisfaction selling
tatmin edilmiş müşteri sayısını ve satışları artırmak amacıyla uygulanan satış stratejisi
prove to the satisfaction of the court
mahkemeyi tatmin edecek şekilde ispatlamak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database