saw

  1. Noun testere, bıçkı, hızar.
    saw pit: bıçkı hendeği.
    circular saw : yuvarlak testere.
    crosscut
    saw: enine kesen bıçkı.
    fret-saw: kıl testeresi.
    keyhole saw: fare kuyruğu testeresi.
  2. Noun testere/bıçkı makinesi.
  3. Noun özdeyiş, darbımesel, atasözü.
  4. Verb testere ile kesmek/biçmek/doğramak.
    He sawed the logs into little pieces.
    saw off: testere
    ile kesip ayırmak.
    saw up wood: odunu testere ile parça parça kesmek.
  5. Verb (testere gibi) kesmek/biçmek/doğramak.
  6. Verb bıçkı ile biçer gibi hareketler yapmak.
    to saw the air with one's hand.
    saw a horse's mouth:
    atın gemini sağa sola çekmek.
  7. Verb testere kullanmak.
  8. Verb kesilmek, biçilmek.
    Soft woods saw easily.
  9. Verb (bkz: see )
    (geç.z.).
sallallahu aleyhi ve sellem (SAV) Noun, Religion-Faith
şerit testere
kıl testere: eğri şekiller oymaya mahsus ince testere. Noun
(küçük dairesel) elektrikli testere. Noun
zincir testere. Noun
motorlu yuvarlak testere
daire testere Noun, Machines
demir testeresi. Noun
kıl testeresi: çember ve yaylar oymaya mahsus ince testere. Noun
beton kesme makinası Noun
kıl testere Noun
yan bıçkı, testere, tahta testeresi, kütük kesmeye mahsus iki saplı uzun testere, ince dişli bıçkı.
kovan testere. Noun
hızar Noun
kıl testere, oyma testeresi. Noun
ayarlı testere
çoklu hızar/testere.
gang sawyer: hızarcı. Noun
hızar bıçkı
hızar Noun
demir testeresi, vargel testere. Noun
kıl testeresi, oyma testeresi. Noun
hızar Noun
müzikli testere.
kuyu hızarı, biri çukur yerde öbürü tepede duran iki kişinin kullandığı kereste hızarı. Noun
şerit testere, oyma testeresi.
zıvana testeresi.
bıçkı
operatör
cerrah
testere otu
(Cladium). Yaprakları testere gibidir. Noun
hızar Noun
kereste fabrikası Noun
hızar fabrikası Noun
bıçkı tezgâhı
testere yapraklı hurma ağacı
(Serenoa repens, Paurotis Wrightii). Noun
çapraz
nifak tohumları atmak Verb
oylum oylum
onun gibisini görmedim