birden sahne de belirmek
Verb
birden sahnede belirmek
Verb
sahneye/ortaya çıkmak, meydana atılmak.
This great leader came just on the scene when this country needed him.
mutlu aile ocağı manzarası
mutlu aile ocağı manzarası
(bir olaya/işe) katılmak, hazır bulunmak.
I'm too tired to make the scene, let's go home.
(a) bir yerde bulunmak.
Glad you could make the scene, man! (b) rezalet/gürültü çıkarmak.
Come, don't make a scene!
olay yerinde, mahallinde.
A broadcast from Africa by a news reporter on the scene .
ilk sahne
Noun, Psychoanalysis
(a) olay çıkarmak, (b)
k.d. kıyameti koparmak.
sahneden/olay yerinden ayrılmak.
(zemin) hazırlamak.
The unjust peace agreement set the scene for another war.
dikkati asıl konudan başka yere çekmek.
sahne modu
Noun, Photography
bir fiilin vuku bulduğu yer
bir kazanın vuku bulduğu yer
olay yeri inceleme
Noun, Law
bir sahneyi bir başka sahneye dönüştürmek
Verb
durumu hemen kavramak
Verb
cinayet sahnesinin manzarası
bir oyundaki heyecanlı sahne