short of

English-Turkish Translation

  1. (a) -den az, (b) (para, yiyecek) yetersiz, kıt.
    be short of: eksik/yetersiz olmak, yetmemek, az
    kalmak.
    We are short of sugar: Şekerimiz azaldı.
    be short of breath: nefesi daralmak. (c) -den başka.
    I would do anything short of murder to get some money: Para bulmak için adam öldürmekten başka her şeyi yaparım.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be still three miles short of one's destination
varacağı yere daha üç mil olmak Verb
fall short of one's a
hedefine ulaşamamak Verb
fall short of one's target
hedefine ulaşamamak Verb
be short of
parası kıt olmak Verb
be short of
'u kıt olmak Verb
be short of
eksik gelmek Verb
fall short of
aşağı kalmak Verb
little/nothing short of
hemen hemen, tamamile.
It is nothing/little short of madness to do this: Bunu yapmak delilikten başka bir şey değildir.
run short of
(malzeme) azalmak, kıtlaşmak, tükenmek, yetişmemek.
the long and the short of
işin özü/özeti, hulâsası, aslı, esası.
short of breath
nefes nefese Adjective, Medicine
short of cash
nakit kıtlığı
short of foreign exchange
döviz kıtlığı
short of hands
işçi kıtlığı
short of liquid assets (funds)
nakit kıtlığı
short of stature
bücür
short of stock
sermaye kıtlığı
short of stock
satış vaadinde bulunan bir coberin taahhüdünü yerine getirebilecek kadar senet toplayamaması
short of us exchange
döviz kıtlığı
short of war
savaşa ramak kalma
be a few votes short of majority
çoğunluğu elde etmek için birkaç oy eksik olmak Verb
be little short of a miracle
nerdeyse mucize sayılmak Verb
be short of an article
bir malın mevcudu bulunmamak Verb
be short of cash
nakit sıkıntısında olmak Verb
be short of certain c
bazı hurufat bulunmamak Verb
be short of hands
yardımcıya ihtiyaç olmak Verb
be short of money
parası az olmak Verb
be short of money
parası kıt olmak Verb
be short of petrol
benzini kalmamak Verb
be short of staff
personel eksikliği olmak Verb
be short of staff
personeli eksik olmak Verb
be short of staff
personeli az almak Verb
be short of stock
(US) daha hisse alması gerekmek Verb
be short of stuff
parasız olmak Verb
be short of trading capital
işletme sermayesi kıt olmak Verb
commit every crime short of murder
cinayet dışında her suçu işlemek Verb
fall short of expectations
umduğu gibi çıkmamak Verb
fall short of expectations
beklentileri gerçekleştirememek Verb
fall short of expectations
ümit ettiğini bulamamak Verb
fall short of production goal
üretim hedefine ulaşamamak Verb
fall short of provisions
erzakı eksilmek
fall short of reality
gerçekten uzaklaşmak Verb
fall short of the mark
amacına ulaşamamak Verb
fall short of weight
tartıca eksik gelmek Verb
fall short of weight
tartıda eksik gelmek Verb
go short of money
parası kalmamak Verb
keep someone short of money
birine yeterli para vermemek Verb
run short of a
mal mevcudu kalmamak Verb
run short of cash
parası kalmamak Verb
run short of provision (s)
erzakı tükenmek Verb
run short of provisions
erzakı kalmamak Verb
run short of provisions
erzağı kalmamak Verb
the long and the short of it
kısacası, uzun sözün kısası.
The long and the short of it is that he was caught by the police at the
end: Kısacası sonunda polis yakasına yapıştı.
the long and the short of it is …
uzun lafın kısası, … Noun
the long and the short of it is that
sözün kısası
to be a few votes short of majority
çoğunluğu elde etmek için birkaç oyun eksik olması
give short shrift of
kısa kesmek Verb
make short work of
bir çırpıda/çabucak bitirmek.
make short work of
hakkından gelmek, çabucak bitirmek.
make short work of
kısa kesmek, çabuk bitirmek.
make short work of it
kısa kesmek Verb
make short work of it
kestirmeden gitmek Verb
make short work of sth
tamamlamak Verb
make short work of sth
atmak Verb
make short work of sth
yok etmek Verb
of short duration
kısa süreli
short bill of lading
kanuna veya anlaşmaya bağlı konşimento
short bill of lading
kira sözleşmesine , kanuna ya da anlaşmaya bağlı konşimento
short bill of lading
şartları bir kira sözleşmesine
short end of the market
kısa vadeli menkul kıymetler piyasası
short end of the market
kısa vadeli menkul değer piyasası
short end of the stick
hoşa gitmeyen muamele
short piece of connective piping
rakor
short return of interest
(sigorta) ödenmiş paranın bir kısmını iade etme
short span of time
kısa süre
short span of time
kısalık
short term rate of interest
kısa vadeli faiz oranı
the short end of the market
(Br) kısa vadeli senetlerin piyasa hissesi
with a short period of time
kısa bir süre içerisinde Adverb
English-Turkish phrases from Zargan's own database