speaker

  1. Noun sözcü, konuşmacı, hatip, konuşan kimse.
  2. Noun spiker.
  3. Noun (İngiltere, Kanada vb.) Meclis Başkanı.
    the speaker of the House of Commons: Avam Kamarası Başkanı.

    catch the speaker's eyes: (İng. Parlamentosunda) Başkandan söz almak.
  4. Noun hoparlör.
  5. Noun seçme nutuklar kitabı.
iyi hatip olmak Verb
kötü konuşmacı olmak Verb
konuşmacının sözünü kesmek Verb
platformda konuşmacıya yer açmak Verb
konuşmacıyla aynı fikirde olmak Verb
Başkan Müşavirleri Noun, Organizations
seçim konuşmacısı
hazırlanmadan konuşan konuşmacı
ilave hoparlör
kendini iyi bir konuşmacı olarak görmek Verb
iyi konuşmacı
iyi konuşan kişi
ikna edici konuşmacı
hükümet sözcüsü
misafir konuşmacı
bir konuşmacıyı yuhalayarak kürsüden indirmek Verb
etkilemeyen konuşmacı
bir konuşmacının sözünü kesmek Verb
açış nutkunu söyleyen hatip, açış konuşmacısı.
son konuşmacı
ünlü konuşmacı
konuşmacının çevresinde toplanmak Verb
meclis başkanı Noun, Central Government
önce ki konuşmacı
önceki konuşmacı
önceki konuşmacı
baş konuşmacı
konuşmacı
bir konuşmacıyı tepinerek indirmek Verb
Başkan Başmüşavirleri Noun, Organizations
konuşan birinin sesini bağırarak bastırmak Verb
bir konuşmacının sözünü kesmek Verb
(US) seçim konuşması yapan konuşması
bir konuşmacının etrafını almak Verb
bir hatibi (a) kapı dışarı atmak, (b) bozmak.
meclis başkanı Noun, Central Government
meclis başkanı Noun, Central Government
meclis başkanının kararı
(Br) konuşmacının dikkatini çekmek Verb
konuşmacının ikide bir sözünü keserek konuşmayı bozmak Verb
birini yuhalarla susturmak Verb
Sayın Meclis Başkanı
avam kamarası başkanı
söz istemek Verb
türkiye büyük millet meclisi başkanı