spill

  1. (sıvıyı kazaen) dökme(k).
  2. (kan) akıtmak/dökmek.
  3. (her tarafa) saçma(k).
  4. dökülme(k), saçılma(k).
  5. Maritime Traffic yelkeni boşaltmak.
  6. düşme(k), düşürme(k).
  7. (sırrı) açıklama(k), yayma(k), ifşa etme(k).
  8. (bkz: spillway ).
  9. (attan vb.) düşme.
  10. (bkz: splinter ).
  11. çıra, lamba yakmaya mahsus tahta parçası veya kâğıt.
  12. tahta tıkaç, fıçı musluğu.
her şeyi açığa vermek Verb
kimyasal madde sızıntısı Noun, Environment-Ecology
petrol döküntüsü Noun, Environment-Ecology
bir sırrı açıklamak Verb
para saçmak Verb
dökülüp saçılmak Verb
hisse senetlerini piyasaya çıkarmak Verb
baklayı ağzından çıkarmak, bir sırrı açığa vurmak, yaymak, faşetmek (böylece bir planı altüst etmek veya
beklenen sürpriz etkisini yoketmek.)
He spilled the beans and she knew the party in advance.
baklayı ağzından çıkarmak, sırrı açığa vurmak.
baklayı ağzından çıkarmak.