strait

English-Turkish Translation

  1. Noun, International Law boğaz
  2. straits boğaz, dar yer, geçit, iki deniz arasındaki dar su geçidi. the Straits: İstanbul
    ve Çanakkale Boğazları. the straits of Gibraltar: Cebelitarık Boğazı.
  3. sıkıntı, darlık, zor/müşkül durum.
    be in great straits: sıkıntı içinde olmak, darda kalmak.
  4. dar.
  5. sıkı, sert, şiddetli, müsamahasız.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Bering Strait
Bering Boğazı Noun, Place Names
international strait
uluslararası boğaz Noun, International Law
narrow strait
dar geçit Noun, Geography
narrow strait
darboğaz Noun, Geography
strait conference
boğazlar konferansı
strait jacket
deli gömleği.
straight jacket ile ayni anlama gelir. Noun
strait laced
tutucu
strait laced
mutaassıp
strait laced
püriten Adjective
strait laced
kuralcı Adjective
strait laced
(ahlak ve davranış konusunda) bağnaz
Strait of Georgia
Georgia Boğazı: Kanadanın batısında Vancouver adası ile kıta arasında 240 km. uzunluğunda bir boğaz.
Strait of Gibraltar
Cebelitarık Boğazı.
Strait of Hormuz
Hürmüz Boğazı Proper Name, Place Names
Strait of Magellan
Macellan Boğazı.
Strait of Ormuz
: Hürmüz Boğazı.
Hormuz ile ayni anlama gelir.
the Strait of Gibraltar
Cebelitarık Boğazı Noun, Place Names
English-Turkish phrases from Zargan's own database