birisiyle boy ölçüşmek/mücadele etmek.
biriyle gücünü sınamak
Verb
bütün gücünü toplamak
Verb
gücünü olduğundan daha çok sanmak
Verb
iki rakibi kapıştırmak
Verb
bütün takatını tüketmek
Verb
eski gücünü kazanmak
Verb
gücüne yeniden kavuşmak
Verb
bilek güreşi yapmak , bileğine güvenmek
Verb
gücünü kuvvetini toparlamak
Verb
müsaade edilen askeri güç
(askerlik) kadro mevcudu yetersiz olmak
Verb
polis gücü kadro ihtiyacını karşılamak
Verb
patlama/parçalanma mukavemeti, bir maddeyi parçalayabilen basınç miktarı.
(askerlik) mevcut (hazır) kuvvet
(askerlik) efektif kuvvet
(parti) kayıtlı üye sayısı
maddenin yorgunluk derecesi
alan yeğinliği/şiddeti.
Noun
çok sayıda, akın akın.
By summer, the tourists arrive in strength: Yazın çok turist gelir.
tam sayılı (kadrolu) eksiksiz
kısa süre içinde paraya dönüştürülebilecek değerler
(borsada fiyatlar) yükseltmek
Verb
(askerlik) en kuvvetli olunan mevki
kayma direnci, kayma mukavemeti, kayma dayanımı
Noun, Mechanics
(fiyatlar) daha büyük istikrar göstermek
Verb
düşmanın kuvvetini küçümsemek
Verb
kâğıdın ıslak iken mukavemeti.
piyasada hisse senedi fiyatlarının yükselişi
(Br) (memur kadrosu) personel durumu
birini birinin tavsiyesi üzerine istihdam etmek
Verb
bir başarıdan ötekine, başarıdan başarıya.
yavaş yavaş güçlenmek
Verb
biriyle kuvvet denemesinde bulunmak
Verb
biriyle kuvvet denemesinde bulunmak
Verb
karakteri sağlam olmamak
Verb
sağlam karakteri olmamak
Verb
ordunun askeri insan gücü
örnekler üzerine müzakere etmek
Verb
-e güvenerek/dayanarak, -e binaen, gereğince.
I did it on the strength of your promise: Vaadinize güvenerek bunu yaptım.