surveillance

  1. Noun izleme
  2. Law göz hapsi
  3. Noun gözet(le)me, göz altında tutma, nezaret.
keşif/gözetleme Noun, Military
hava tarama
hava gözetlemesi
hayvan sağlığı ve zabıtası Noun
ortam dinlemesi Noun
otoriter gözetim Noun, Politics-Intl. Relations
polis gözetiminde olmak Verb
Kalite Altyapısı ve Piyasa Gözetimi Dairesi Noun, Organizations
Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
döviz kuru kontrolu
döviz kuru kontrolü
uçuş gözetimi
göz hapsine almak Verb
piyasa gözetimi
polis gözetimi
nezarete almak Verb
teknik takip Noun, Law
göz altında/nezaret altında bulunmak/tutulmak.
polis nezaretinde
nezaret altında
gözcülük ve haberleşme personeli Noun, Military
MOBESE Noun, Public Administration
polis dosyaları Noun
sıkı gözetim altında
gözetleme radarı
gözetim görevi
yaklaşma çevre radarı
Hayvanların Sağlık Zabıtası Hakkında Kanun Proper Name, Law
Tekstil Gözetim ve Korunma Önlemleri Dairesi Noun, Organizations
Gözetim, Korunma, Kota ve Tarife Kontenjanı Dairesi Noun, Organizations
Avrupa Sınır Gözetleme Sistemi Proper Name, Organizations