hemşerilik hakkını elinden almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dışarı (yemeğe/eğlenceye vb.) götürme.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        eve götürülecek yiyecek vb..
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (briç) ortaktan farklı pey sürme.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        
 take-out ile ayni anlama gelir. eve götürülecek (lokanta yemeği vb.). 
 takeout coffe. a takeout barbecue shop.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sürücü ehliyeti almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir araba için ruhsat çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir araba için ruhsat çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hayat sigortası yaptırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir hayat sigortası yaptırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir buluşa patent almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyin patentini almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yeni bir buluşu korumak için patent almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kendini sigortalatmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        reassürans yaptırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gazeteye abone olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine karşı mahkeme davetiyesi çıkartmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biri için tutuklama emri çıkartmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini mahkemeye celbetmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (Br) 60 yaşından sonra başlayan yaşlılık sigortası yaptırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir sigorta yaptırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sigorta poliçesi düzenlemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir muhasebe kalemini silmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sonuçların ortalamasını bulmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) vatandaşlığa kabul edilmek
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gümrük antrepolarından çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rehini serbest bırakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        rehni serbest bırakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hizmet dışı bırakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) kışkırtmak, tahrik etmek, kızdırmak. 
 He got a rise out of John by making a joke about his sister.  (b) (beklenen cevabı) hatırlatmak, ipucu vermek.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir davayı zamanaşımının dışına çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) kendisine en iyisini ayırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisinden örnek/ibret almak, (birisini) kendine örnek edinmek, birisinin yolundan gitmek. 
 You should  take a leaf out of his book.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gemiyi havuzdan çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gelirinden bir meblağ çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir kütüphaneden kitap dışarı çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        zarar ve ziyanı bir şeyden çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (malı) para yerine kabul etmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) yıpratmak, takatsiz/güçsüz bırakmak. 
 Every year the winter takes out of him. (b) (ücretten 
 vb.) kesmek, düşmek. 
 They took it out of his pay.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çatmak, öfkesini/hırsını birisinden çıkarmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öfkesini karısından çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir fondan para almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini gezmeye götürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini kendi alanı dışına çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini yolundan çekmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini aşağı durumdan kurtarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birini akşam yemeğine götürmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi rehinden çıkarmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin ağzından lokmasını almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (birinin) ekmeğini elinden almak, geçimine/nasibine engel olmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        malları müflisin emrinden ve tasarrufundan almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin cesaretini kırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisiyle alay etmek, alaya almak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin cesaretini kırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ...'in boşluğunu almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bozum etmek, küçük düşürmek, yelkenlerini suya indirtmek, gururunu kırmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        öfkesini yatıştırmak, yelkenleri suya indirmek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yelkenlerini suya indirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin hızını kesmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sözü (birisinin) ağzından kapmak, konuşmasına fırsat vermemek.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (karşısındakinin) ağzından sözü kapmak; leb demeden leblebiyi anlamak. 
 You have taken the words out  of my mouth: Ben de tam bunu söyleyecektim.
                        
                        
                     
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) dinlenmek için zaman istemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        
 takeout ile ayni anlama gelir. eve götürülecek (lokanta yemeği vb.). 
 takeout coffe. a takeout barbecue shop.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dinlenmek için zaman istemek
                        
Verb