Uluslararası Para Fonu'na borç vermeyi kabul etmiş sanayileşmiş on ülke (Belçika , Kanada , Fransa ,
İtalya , Japonya , Hollanda , İsveç , Batı Almany
yüzde doksan, hemen hemen daima.
Even before I open my mouth, my wife seems to know what I'm going to say nine times out of ten.
on dakika ara vermek/dinlenmek/işi tatil etmek.
(Hazreti Musaya Allah tarafından verilen) On Emir, Evamiri Aşere.
On Emir
Noun, Religion-Faith
adam başına on dolar
Noun
yürüyerek on dakikalık mesafe
On kişiye çay servisi yapılabilir.
(US) 10 dolarlık kâğıt para
ten ile ayni anlama gelir. onlar basamağı, ondalık sistemde sağdan (veya virgülden sola doğru) ikinci rakam.
on dakika içinde orada olmak
Verb
baroda on yıldır avukat olarak çalışmak
Verb
makul piyasa değeri tam on dakika
hizmeti saat onda sona ermek
Verb
(US) maaşlarda yüzde onluk bir yatay artış
birini on yıl götürmek
Verb
birini on yıl idare etmek
Verb
birine on yıl gitmek
Verb
birine on yıl dayanmak
Verb
günde 10 dolar kazanmak
Verb
on yılda kendini ödemek
Verb
(US) saat onda bir toplantı ayarlamak
Verb
ülkeye hâkim olan zenginler zümresi.
saat onda bir toplantı ayarlamak
Verb
On Emir
Noun, Religion-Faith