tespit

Turkish-English Translation

  1. Noun finding
  2. Noun determination
  3. Noun identification
  4. Noun detection
  5. determining
  6. Noun, Machinery fixation
  7. establishing
  8. Machinery fixing
  9. fitings making something fast
  10. (prices) setting
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(ifade alınarak yapılan) delil tespiti
perpetuation of testimony Noun, Law
(Londra) altın fiyatlarının tespiti
gold fixing
altın fiyatlarının tespiti
gold fixing
avaryanın tespiti
settlement of average
babalık tespiti
establishment of paternity
babanın tespiti
affiliation Noun, Law
bir anlaşmanın şartlarının tespiti
stipulation of the terms of an agreement
bir arızanın tespiti
localization of a fault
bir haberin kaynağının tespiti
identification of source
bir meblağın tespiti
term of a sum
bir olayın tespiti
ascertainment of a fact
bir sanayi için yer tespiti
location of industry
bir senedin sahte olup olmadığının tespiti
improbation
birim fiyatı tespiti
unit pricing
değer tespiti
value assessment
değer tespiti
assessment of value
delil tespiti
fact- finding
delil tespiti
perpetuation of evidence Noun, Law
delillerin tespiti
perpetuating testimony
dul kadın için intifa hakkının tespiti
establishment of dower
durum tespiti
due diligence
durumun tespiti
the ascertainment of the facts
fiyat tespiti
determination of price
fiyat tespiti
price fixing
fiyat tespiti
fixing of a price
fiyat tespiti
price formulation
fiyat tespiti
ascertainment of price
gümrük resmi tespiti
assessment of duty
hasar tespiti
loss assessment
hasar tespiti
loss adjustment
hasar tespiti
assessment of damage
hasar tespiti
fixing of damages
hasarın doğru tespiti
legal award Insurance
hasarın şahsın kendi tarafından tespiti
judgment rate Noun
hedef tespiti
a acquisition
hedef tespiti
target acquisition
hükümetçe fiyat tespiti
valorization
ikametgâh tespiti
establishment of residence
ipotekten kalan borcun tespiti
deficiency decree
İyi tespit!
Good call! Exclamation, Idioms
İyi tespit!
Nice call! Exclamation, Idioms
kalite tespiti
quality determination
Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS)
Foreign Language Proficiency Exam for Civil Servants Proper Name, Public Administration
kâr tespiti
ascertainment of profits
kârın tespiti
determination of profits
kârlılık tespiti
assessment of profitability
kimlik tespiti
identification Noun
konum tespiti
location Noun
kota tespiti
fixing of quotas
kotaların tespiti
determination of quotas
maaş tespiti
fixing of wages
maliyetin tespiti
determination of cost
masrafların tespiti
assessment of costs
müşterinin kimliğinin tespiti
customer identification Noun, Banking
nisbi olarak vergi matrahının tespiti
proportional assessment
para cezasının miktarının tespiti
assessment of a fine
para cezasının tespiti
determination of penalty
riziko tespiti
risk assessment
rota tespiti
route planning
sınır tespiti
fixation of the boundaries
sınır tespiti
fixing of a limit
sınırın yeniden tespiti
border revision
sınırların yeniden tespiti
border revision
tarih tespiti
fixing of a date
temaslı tespiti
identification of contacts Noun, Medicine
temaslı tespiti
contact identification Noun, Medicine
terekenin tespiti
determination of estate assets Noun, Law
ücret tespiti
wage fixing
vergi matrahı tespiti
issue off assessment
yer tespiti
location Noun
yer tespiti
position finding
zaman tespiti
stipulation as to time
zarar tespiti
loss adjustment
zarar ziyan tespiti
ascertainment of loss
zarar ziyan tespiti
establishment of damage
zarar ziyan tespiti
to ascertain damage
menfi tespit
negative clearance Noun, Competition Law
tespit banyosu
(photography) fixing bath Noun
tespit banyosu
fixing bath Noun
tespit banyosu
fixative bath Noun
tespit davası
declaratory judgment action Noun, Law
tespit davası
suit for declaratory judgment Noun, Law
tespit davası açmak
to seek declaratory action Verb
tespit edici
fixative
tespit edilen fiyat üzerinden
at the established price
tespit edilen şartlar gereğince
in set terms
tespit edilen şartlar tahtında
in set terms
tespit edilen tarihte
at a set date
tespit edilmemiş
unascertained
tespit edilmiş
immobilized
tespit edilmiş mahkeme masrafları
taxed costs Noun
tespit edilmiş taksitlerle
by stated instal l ments
tespit esası
adjusted basis
tespit etme
immobilization
tespit etme
fixing
tespit etme
ascertainment Noun
tespit etme
noting
tespit etme
detection Noun
tespit etme
identification Noun
tespit etmek
to fix Verb
tespit etmek
to pin Verb
tespit etmek
to determine Verb
tespit etmek
to establish Verb
tespit etmek
to clamp Verb
tespit etmek
to make something fast Verb
tespit etmek
to account for Verb
tespit etmek
to identify Verb
tespit etmek
to immobilize Verb
tespit etmek
to state Verb
tespit etmek
(bone) to set Verb
tespit etmek
to ascertain Verb
tespit etmek
to set Verb
tespit kararı
decree of constitution
tespit kararı
declaratory judgement proceeding
tespit kararı
declaratory judgment Noun, Law
tespit kararı
declaratory decree
tespit olunmamış
unestablished
tespit olunmuş
ascertained
tespit rondelası
stop ring
tespit rondelası
clamping washer
tespit rondelası
spring washer
tespit taarruzu
containing action
tespit taarruzu
holding attack
tespit tutanağı
fact-finding report Noun, Law
(gemi) mevkiini tespit etmek
to fix the position Verb
aramanın kaynağını tespit etmek
to trace a call Verb
arıza tespit programı
fault location program (me)
arızayı tespit etmek
to localize a fault Verb
asgari fiyatları tespit etmek
to establish minimum prices Verb
başlangıç maaşını tespit etmek
to assess the starting salary Verb
bir arızayı tespit etmek
to localize a defect Verb
bir fiyat tespit etmek
to ascertain a price Verb
bir geliri tespit etmek
to determine an income Verb
bir gün tespit etmek
to appoint a day Verb
bir maaş tespit etmek
to application a salary Verb
bir maaş tespit etmek
to appoint (fix) a salary Verb
bir sözleşmeyi tespit etmek
to determine a contract Verb
bir tarih tespit etmek
to fix a date Verb
bir toplantı tespit etmek
to fix a meeting Verb
bir vade tespit etmek
to settle a day Verb
bir vade tespit etmek
to set a term Verb
bir zaman tespit etmek
to fix a time Verb
birşeyi tespit etmek
to put your finger on something Verb
çeyiz tespit etmek
to assign a dower Verb
cezayı tespit etmek
to determine the sentence Verb
değeri tespit edilemeyen
indeterminate
değeri tespit etmek
to establish the value Verb
değerini tespit etmek
to value Verb
değerini tespit etmek
to establish the value Verb
düğün gününü tespit etmek
to name the day (a day for the wedding) Verb
duruşma günü tespit etmek
to set down a case for hearing (trial) Verb
duruşma günü tespit etmek
to fix a date for hearing in court Verb
duruşma günü tespit etmek
to assign a day for a hearing in court Verb
fiyat tespit anlaşması
price fixing agreement
fiyat tespit etmek
to draw up a valuation Verb
fiyat tespit muameleleri
price-fixing yens Noun
hasar tespit görevlisi
loss adjuster
hasar tespit masrafları karşılığı
(insurance company) claim reserve
hasar tespit memuru
loss assessor Noun
hasarı tespit etmek
to determine the damage Verb
hastalığın şiddetini tespit etmek
to stage Verb, Medicine
hızı tespit eden radar
(polic) speed trap
hükümetçe fiyat tespit etmek
to valorize Verb
hükümetçe tespit edilen fiyat
administered price
ihlali tespit etmek
to set up the breach Verb
ihracat kotasını tespit etmek
to fix export quotas Verb
imza ile tespit etmek
to stamp Verb
kalite standartlarını tespit etmek
to establish standards of qualities Verb
kaynağını tespit edebilme
traceability Noun
kazancı tespit etmek
to ascertain the pims Verb
kazancı tespit etmek
to ascertain the profit Verb
kirayı tespit etmek
to ascertain the rental value Verb
mevkiini tespit etmek
(ship) to fix the position Verb
müspet tespit davası
lawsuit for the establishment of a fact Noun, Law
nisap tespit etmek
to lay down the quorum Verb
randevu tespit etmek
to fix a term Verb
randevu tespit etmek
to fix an appointment Verb
rota tespit etme
routing
seyir çizgisi tespit etme
fixing of a course
tazminatı tespit etmek
(US) to set the compensation Verb
ücret tespit sistemi
wage setting
uygun fiyatı tespit etmek
to adminster a price Verb
veraset silsilesini tespit etmek
to settle the succession Verb
yazıyla tespit etmek
to place on record Verb
yazıyla tespit etmek
to set down in writing Verb
yeni kayyumlar tespit etmek
to assume new trustees Verb
yerini tespit etmek
to find Verb
zaman tespit etmek
to fix a time Verb
zarar tespit görevlisi
loss adjuster
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sağlam şekilde ... duruma getirme
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.