ilkeler uğruna verilen mücadele
birini olumlu etkilemek
Verb
hayatın lûtfuna da kahrına da aynı tahammülü göstermek.
You have to take the bad with the good.
malları teslim almak
Verb
(a) genellikle yararlı/faydalı/iyi/âlâ.
That's all to the good, but what do I get out of it? Bütün
bunlar iyi/âlâ, fakat bana ne yararı olacak? (b) kârlı, kazançlı.
I sold it for more than I paid for it, so I'm $10 to the good.
özlem duyulan eski güzel günler
Noun
nerede o eski günler
Noun
… in gözünde ol(ma)mak.
in his good graces: tececcühüne mazhar, (birinin) gözüne girmiş.
bir anlaşmayı bozmak
Verb
iyiyi kötüden ayırmak
Verb
birinin aracılığını istemek
Verb
X in faydası ne? X neye yarar?
What's the good of getting the car out when it's near enough to walk?What good is money when you haven't any friends?
memleket yararına çalışmak
Verb
vatan uğruna çalışmak
Verb
memleket uğruna çalışmak
Verb
vatan yararına çalışmak
Verb
kamu yararına hareket etmek
Verb
(Br) iyi bir memuriyet elde etmek
Verb
odayı baştan başa derleyip toplamak
Verb
iyi bir devlet memuriyeti
toplantıya epey kişinin katılması
durumu iyice kavramak
Verb
evde yeterli erzak bulundurmak
Verb
adab adapı muaşarete göre
bir memleketten temelli ayrılmak
Verb
parasını iyi işletmek
Verb
kamu yararına hizmet etmek
Verb
kamu yararı
Noun, Public Administration
kamu yararı
Noun, Public Administration
Amasyanın bardağı, biri olmazsa bir daha.
Adjective
hazır koşullar elverişli iken
kamu yararına çalışmak
Verb