to question

English Turkish Phrases

open to question
tartışılır
open to question
kesin değil
open to question
şüphe götürür
open to question
tartışmaya açık Adjective
to question the propriety of granting a request
bir talebi olumlu karşılamanın uygunluğu konusu
give a straight answer to a question
bir soruya yalansız dolansız dosdoğru yanıt vermek Verb
have a question directed to oneself
muhatap olmak Verb
have a question directed to oneself
muhatabı olmak Verb
interrupt to debate with a question
müzakereyi bir soru ile kesmek Verb
propose to divide the house on a question
bir soru hakkında oylama teklif etmek Verb
put a man to the question
birine eziyet etmek Verb
put a question to
soruşturmak Verb
put a question to sb
birine soru sormak Verb
put a question to the vote
bir sorunu oya koymak Verb
put to the question
azap vermek Verb
put to the question
işkence etmek Verb
refer a question to a committee
bir sorunu kurula havale etmek Verb
refer a question to sb's decision
bir sorunu birinin kararına havale etmek Verb
submission of a question to arbitration
bir sorunun hakem kuruluna havalesi
submit a question to the court
bir konuyu mahkemeye havale etmek Verb
submit a question to the court
bir sorunu mahkemeye havale etmek Verb
submit a question to the debate
bir konuyu müzakere edilmek üzere getirmek Verb
to keep a question under review
bir konuyu yakından izleme
English-Turkish phrases from Zargan's own database