to will

English Turkish Phrases

caveat to will
vasiyetnamenin feshi davası Noun
(executor) to propound a will
vasiyetnameyi tasdik için sunmak Verb
bed someone to one's will
birine kendi iradesine boyun eğdirmek Verb
bow to the will of
teslimiyet göstermek Verb
capacity to make a will
vasiyet ehliyeti Noun, Law
competent to dispose by will
vasiyet yoluyla tasarrufta bulunmaya yetkili
give expression to one's will
iradesini beyan etmek Verb
have the will to do
yapmak arzusunda olmak Verb
How much will it cost to ...?
... kaça malolur?
incompetent to make a will
vasiyetname düzenlemeye ehil olmama
only death will put an end to his misdeeds or wicked actions
teneşir paklar Noun
put one's signature to a will
imzasını bir vasiyetnameye atmak Verb
responsibility will be to the general manager
sorumluluk genel müdüründür
she will report direct to the manager
doğrudan müdüre bağlı olacak
submitting oneself to the will of God
teslim
that will run him to trouble
bu onun başına belaya sokmak acak
the tender will go to the lowest bidder
en düşük fiyat verene ihale olunacaktır
this meat will keep up to three days in the fridge
bu et buzdolabında üç gün bozulmadan durur
to grant probate of a will
mahkemece geçerliğine karar verilen bir vasiyetnamenin vasiyeti tenfiz memuru veya sair ilgililere tevdi olunan onaylı sureti
will one's money to a hospital
parasını vasiyetle bir hastaneye bırakmak Verb
will to live
yaşama arzusu
will to peace
barış arzusu
will to power
iktidar arzusu
will to solve the problem
çözüm iradesi Noun, Politics-Intl. Relations
English-Turkish phrases from Zargan's own database