trial

  1. Noun, Law muhakeme
  2. Noun, Law yargılama
  3. Law yargılama, duruşma, muhakeme, davanın görülmesi.
    be on trial: yargılanmak.
    bring/send someone
    to trial = bring someone up for trial: birisini mahkemeye sevketmek/yargıç huzuruna çıkarmak.
    be brought to trial = stand one's trial: mahkemeye verilmek, yargıç huzuruna çıkmak.
  4. deneme, sınama, tecrübe/muayene (etme), bakma.
    by way of trial: deneme suretiyle, denemek için.

    make trial of someone's courage: birisinin cesaretini denemek.
  5. denenme, sınanma, imtihan, tecrübe edilme, tecrübeye tâbi tutulma.
    give something a trial = make the
    trial of sth.: bir şeyi denemek/denemeye tâbi tutmak.
    on trial: denenmekte.
    to buy something on trial: denemek için satınalmak.
  6. (insanın tahammülünü deneyici) sıkıntı, meşakkat, eza, cefa, eziyet, ıstırap, keder, musibet, felaket.
  7. baş belası, eziyet/işkence veren şey/kimse.
    He is a trial to his mother: Annesi için bir baş belasıdır.
  8. denenen, tecrübe edilen, üzerinde deneme yapılan.
  9. deneme için verilen/ayrılan, denemeye tahsis edilen.
    trial order: deneme için sipariş.
muhakeme edilmek
yargılanmak Verb
sonuçsuz dava
tarafların herhangi bir uygunsuz fiili veya davranışı söz konusu olmadan sonuçsuz kalan dava
kabul denemesi karartma denemesi
duruşmayı ertelemek Verb
suikast davası Noun
otomobil denemesi
muhakemesi olmak Verb
yargılanmak Verb
tecrübe edilmek Verb
denenmek Verb
tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak Verb, Law
mahkemeye çıkmak Verb
duruşmaya gelmek Verb
yargılanmak Verb
...'i yargılamak Verb, Law
duruşmaya çıkarılmış
muhayyer satın almak Verb
bir şeyi muhayyer olarak (denemek üzere) satın almak Verb
hukuk muhakemeleri usulü davası Noun
klinik deney Noun, Medicine
duruşmaya gelmek Verb
duruşmaya gelmek Verb
birini sanık durumuna sokmak Verb
önlem olarak tutuklama
suçlamada bulunma
bir davaya bakmak Verb
vatana ihanet davası Noun
suikast davası Noun
duruşma
ceza davası duruşması
ceza duruşması
duruşma günü
ihtilaflı dava
(US) disiplin davası Noun
duruşmaya çıkarılmak üzere alıkonulmuş
duruşmaya kadar tutukluluk
duruşma masrafı
adil ve tarafsız yargılama
adil muhakeme
adil duruşma
adil yargılama Noun, Law
adil yargılanma Noun, Law
hakkaniyete uygun yargılanma Noun, Law
düzmece dava
arazi denemesi: av köpekleri arasında açık arazide yapılan müsabaka. Noun
son duruşma
ilk duruşma
uçuş denemesi
yolsuzluk davası Noun, Law
bedava ücretsiz deneme
genel mizan
birini deneme suretiyle işe almak Verb
duruşmaya çıkmak Verb
denemek amacıyla kullanmak Verb
cinayet davası duruşması
cinayet duruşması
duruşmadan önceki tutukluluk
ortak duruşma
vicahi hüküm
jürili duruşma
bir denemede bulunmak Verb
sahte duruşma
cinayet duruşması
cinayet davası duruşması
yeni duruşma
iadei muhakeme
muhayyer
açık duruşma
açık etiketli çalışma Noun, Medicine
siyasi yargılama Noun, Law
bir duruşmayı ertelemek Verb
duruşmayı ertelemek Verb
ertelenmiş duruşma
duruşmanın ertelenmesi
hazırlık duruşması
ilk duruşma
duruşmaya çıkmak Verb
duruşmadan önceki muameleler
bir duruşmaya devam etmek Verb
hızlı yargılama Noun, Law
açık duruşma
aleni mahkeme
aleni duruşma
muhayyer satın alış
birini sınamak Verb
duruşma tutanağı
güvenirlik denemesi
güvenilirlik denemesi
bir davaya yeniden bakmak Verb
bir duruşmanın yeniden başlaması
seyir tecrübesi Noun
ayrı duruşma
göstermelik yargılama
acele yapılan duruşma
süratli muhakeme Law
acele bakılan dava
casus duruşması
yargılanmak, muhakeme edilmek.
siyasi duruşma
anayasa mahkemesince yargılanma
politik duruşma
jürisiz ceza muhakeme usulü
birini denemek üzere işe almak Verb
devlete ihanet duruşması
jürili duruşma
yargılanmak Verb
adil olmayan yargılama Noun, Law
bir davadan vazgeçmek Verb
mahkemede duruşma
mahkeme de duruşma
mizan, muhasebede zimmet ve matlubun geçici karşılaştırılması.
mizan defteri
nabız yoklama, halkın tepkisini öğrenmek için bir plân hakkında verilen ön haber.
karartma denemesi
(US) duruşma önergesi
sıkıyönetim tarafından yargılanma
jüri huzurunda dava
jüri tarafından muhakeme
jüri tarafından muhakeme
deneme konsinye sevkıyat
deneme konsinye sevkiyat
(US) asliye mahkemesi
bidayet mahkemesi
asliye mahkemesi Noun, Law
duruşma günü
deneme teslimat
duruşma listesi
deneme gezisi
tecrübe seferi
çeşitli yolları deneme
deneme olarak işe alma
ceza davalarında deneyim
duruşma deneyimi
mahkeme deneyimi
deneme uçuşu
gıyabi muhakeme
kapalı oturum
(US) asliye mahkemesi yargıcı
davanın esasına bakan hâkim
asliye hakimi Noun, Law
duruşma hâkimi Noun, Law
(bir yargılamada son kararı veren 12 kişilik) jüri heyeti.
dava/duruşma avukatı.
deneme dersi
duruşma günleri listesi
(US) duruşma günleri listesi
deneme için gönderilen mal partisi
deneme evliliği: evlenmeden önce bir çiftin tecrübe için beraber yaşamaları.
deneme evliliği, evlenmeden önce birbirini denemek için evli gibi yaşama.
üyelik denemesi
bir davanın duruşması
kuvvet denemesi
deneme teklif
deneme sipariş
deneme siparişi
deneme için gönderilen mal partisi
deneme süresi Noun
deneme ücreti
duruşma tutanağı
deneme/tecrübe işletmesi/seferi.
deneme örneği
ayrılık denemesi Noun
deneme sevkiyat
deneme sevkıyat
duruşma mahalli
deneme kabilinden abonman
duruşma tutanağı
deneme seferi.
deneme mahiyetinde kullanma
deneme yılı
ayarlamalar sonrası mizanı
düzeltilmiş mizan
kapanış sonrası mizanı
tanzim edilmiş muvakkat mizan
gruplara göre düzenlenmiş bütçe tasarısı
kat'i mizan
kapanma mizanı
deneme kabilinden sipariş vermek Verb
kapanış sonrası mizanı
geçici mizan
hisse senedi deneme siparişi
yardımcı hesaplar mizanı
ayarlamalar öncesi mizanı
full power