understanding

  1. Noun anlayış, kavrayış.
    My understanding of the word does not agree with yours.
    according to my
    understanding: anladığıma göre.
  2. Noun anlak, zekâ, kafa, anlama/kavrama yeteneği.
    a quick understanding .
  3. Noun idrâk, algı.
  4. Noun anlama, bilme, vukuf.
  5. Noun (karşılıklı) anlaşma.
  6. Noun fikir, kanaat, oy.
  7. Noun uyuşma, anlaşma, ittifak.
    To come to an understanding with someone: birisi ile uyuşmak, anlaşmak, anlaşmaya varmak.
  8. Noun, Philosophy mantık gücü.
  9. Adjective anlayışlı, hoşgörü sahibi, canayakın, müsamahakâr.
    understanding parents.
zeki olmak Verb
halden anlamak Verb
tam bir anlaşmaya varmak Verb
bir anlaşmaya varmak Verb
anlaşmak Verb
bir anlaşmayı bozmak Verb
birisi tarafından anlaşılamamak Verb
dostça anlaşma
parlak zekâlı olmak Verb
belli bir biçimi olmayan rekabet sözleşmesi
anlayışsız
mutabakat zaptı Noun, Law
mutabakat belgesi Noun, Law
ön anlaşma Noun, Law
mutabakat tutanağı Noun, Law
karşılıklı anlayış
karşılıklı anlayış Noun
anlaşılmaz kılmak Verb
karşılıklı anlaşma politikası Noun
mutabakat sağlamak Verb
bir anlaşmaya varmak Verb
gerçek anlayış
karşılıklı anlayış
gizli anlaşma
zımni muvafakat
biriyle anlaşmaya varmak Verb
biriyle anlaşmaya varmak Verb
ortak anlayış belgesi Information Technology
birşeyi anlamak Verb
birşeyi öğrenmek Verb
Bildiğim kadarıyla, ...
Anladığım kadarıyla, ...
mutabakat zaptı Noun, International Law
şartıyla, gözönünde tutarak.
Anlayışınız için teşekkür ederiz. Sentence