warrant

  1. Noun yetki, salâhiyet, izin, ruhsat, haklı sebep.
    He had no warrant for what he did.
  2. Noun güvence, teminat, garanti, kefalet.
  3. Noun yetki/onaylama belgesi, izin/yetki/hak veren belge.
    Their vote of confidence was his warrant to continue his investigation.
  4. Noun haklı sebep.
    She had no warrant for her suspicion.
  5. Noun, Law (a) tutuklama emri, tevkif müzekkeresi.
    The police have a warrant for his arrest. (b) arama emri.

    You can't search my house without a warrant .
  6. Noun, Military atama/tayin emri.
  7. Noun ödeme emri.
  8. Noun alındı, makbuz.
  9. Transitive Verb yetki/salâhiyet vermek, memur etmek.
    The law warrants his arrest.
    to warrant someone to do
    sth: bir kimseye bir hususta yetki vermek.
  10. Transitive Verb haklı göstermek, desteklemek, doğruluğunu kanıtlamak.
    That warrants the theory.
    He had no warrant
    for his hopes: Umudunu destekleyecek hiçbir sebep yoktu.
  11. Transitive Verb temin etmek, teminat vermek.
    I warrant you … : Sizi temin ederim ki …
    It won't happen again,
    I warrant you: Emin olunuz ki bu bir daha tekerrür etmeyecek.
  12. Transitive Verb garanti etmek, güvence/teminat vermek, zarar ve hasarı tazmin edeceğini taahhüt etmek.
    to warrant
    safe delivery. This material is warranted (to be) pure silk.
  13. Transitive Verb kefil olmak.
  14. Transitive Verb izin/ruhsat vermek.
  15. Transitive Verb hak kazandırmak.
  16. Transitive Verb mazur göstermek.
    Nothing can warrant such rudeness: Bu kabalığı hiçbir şey mazur gösteremez.
mavi kırmızı sancakların ya da yat kulübü forsunun çekilmesi için resmen verilen yetki
yakalama müzekkeresi Noun, Law
net gelir ile borçların birbirine oranı
tutuklama emri olmadan derhal tevkif etmek Verb
tutuklama emri almadan tevkif etmek Verb
tutuklama emri olmadan tevkif etmek Verb
tutuklama emri
tutuklama müzekkeresi Noun, Law
yakalama emri Noun, Law
tutuklama emri, tevkif müzekkeresi.
şehir veznedarlarının ödeme emri
(defterdarlık) ödeme emri
yakalama karar tarihi Noun, Law
(a) idam hükmü, idam cezasının infazı, (b) hezimet, (tam) akamet, bütün ümitleri kıran şey/durum.
idam fermanı Noun
bono gibi senet sahiplerine faiz geliri ödemesi geciktirildiğinde verilen belge
bir şirketçe tahvil
ambar makbuzu
resepise
gözaltı kararı Noun, Law
haciz emri
(Br) temettü kuponu
temettü kuponu (İngiltere'de bir şirketin bankasına gönderdiği şirket hissedarlarından birine belirli bir meblağı ödeme talimatı
(Br) resepise
ambar makbuzu
açık vekâletname
borç nedeniyle hapsedildikten sonra kaçan şahsın borç ödeninceye dek mahpus bulundurulmak üzere yakalanması
için İngiltere'nin her mahallinde görevli
ticari tutuklama emri
(Br) yakalama müzekkeresi
Avrupa tutuklama emri (belgesi)
Avrupa Tutuklama Emri Proper Name, Law
(US) irsaliye
adları zikredilmeden suç ortakları hakkında tevkif müzekkeresi
genel tutuklama belgesi (belirli bir kişi belirtilmeden , suç zannı ile bir kişiyi veya birkaç kişiyi tutuklama emri
belirli bir tarihte ya da ondan önce yatırımcıya belirli bir hükümet tahvilini sabit fiyatla satın alma hakkı veren belge
ticaret eşyasının ambara tesliminde verilen ve poliçe gibi alınıp satılan makbuz
faiz belgesi
faiz varantı
hazine bonosu veya adi hisse senedi veya benzeri senetlere ait faiz ödemesini yapması için bir bankaya verilen yetki belgesi
faiz varantı (hissedarlara faiz alabilmeleri için ibraz etmek üzere gönderilen belge
adının bilinmemesi nedeniyle tutuklanması emredilen kişinin tanımını içeren tutuklama müzekkeresi
ortak garanti
(US) toprak tahsis belgesi
(US) arazi tahsisi belgesi
mal sahibinin haciz hakkı
kiralayanın haciz hakkı
mahkeme emri
belediye borç senedi
belediye ödeme emri
tevkif müzekkeresi elde etmek Verb
emeklilik teminatı
ambara konulan eşyanın belgesi
açıkça beyan ve temin etmek Verb
kefil olmak Verb
bir tutuklama emrini mazbata ile geri göndermek Verb
tevkif müzekkeresi vermek Verb
arama emri.
arama kararı Noun, Law
ambar senediyle teminat altına almak Verb
ödeme tebliği
idam kararını imzalamak Verb
ardiye damgası Noun
(US) hisse tahsis belgesi
(Br) hisse senedi sertifikası tahsis belgesi
(US) hisse senedi
hisse senedi sertifikası tahsis belgesi
(US) hisse senedi alımı belgesi
(Br) hisse senedi sertifikası Noun
hisse senedi satın alma hakkı belgesi
rüçhan hakkı belgesi
(US) Br hisse senedi tahsisi belgesi
hisse senedi alımı belgesi
hisse senedi alım belgesi
kullanılmayan bütçe tahsisatının serbest bırakılması emri
vergi memurunun kimlik kartı
vergi tahsildarı izin belgesi
tren sevk pusulası (yük)
tren (yük) sevk pusulası
devir senedi
devredilebilir ambar senedi
asker seyahat izni
(Br) hazine bonosu Noun
(Br) maliye senedi
rehin senedi (umumi mağazalar tarafından buralara konan ticari mallar karşılığında mal sahiplerine verilen
ve mağazalara bırakılmış emtia üzerinde reh
(Br) resepise
(Br) ambar makbuzu
ambar makbuzu
ahzukabz belgesi
rüçhan hakkı :: kullanmak Verb
depo memuru
depo senedi
müflisin mallarının haciz emri
(US) garanti belgesi
tutuklama emri
gıyabi tutuklama müzekkeresi
tutuklama emri
tevkif müzekkeresi
tutuklama belgesi
haciz emri (bir kişinin malvarlığına el koyma yetkisi veren mahkeme kararı
mahkemede temsil vekâletnamesi (borçlunun bir avukata verdiği , borç için açılan davada kendisini temsil
edebileceğini belgeleyen vekâletname
(US) tutuklama emri
haciz emri
assubay, gedikli subay. Noun
dakik teslimi garanti etmek Verb
tayin belgesi
şüpheli suçluların tutuklanması için emir çıkarmak Verb
avukat vekâletnamesi
gıyabi tutuklama kararı
birinci sınıf assubay. Noun
tutuklanmak üzere aranmakta olmak Verb
böyle demek için bir nedeni olmamak Verb
sahtekârlıktan uluslararası tutuklama emri var
yukarıdaki yanıtların doğruluğunu teyit ederim
ambara alınan mallar için ambar senedi vermek Verb
birinin tutuklanması için emir çıkarmak Verb
tutuklama emri çıkartmak Verb
tutuklama emri çıkarmak Verb
birisi için tevkif müzekkeresi çıkartmak Verb
yakalama emrinde usulsüzlük Noun, Law
tutuklama emri çıkarmak Verb
birine bir müzekkere tebliğ etmek Verb
biri için tutuklama emri çıkartmak Verb
distraint