yaygın

English Turkish Phrases

yaygın işsizlik
widespread unemployment Noun, Economics
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. abroad
  2. prevailing
  3. Adjective nationwide
  4. prevalent
  5. pervasive
  6. broad
  7. frequent
  8. rife
  9. expansive
  10. dull
  11. patent
  12. common
  13. outspread
  14. effuse
  15. regnant
  16. diffusive
  17. profound
  18. patulous
  19. widespread , prevalent in general use .
  20. widespread
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

çok yaygın
widely scattered
en yaygın
most widely-used Adjective
yaygın anksiyete bozukluğu
generalized anxiety disorder Noun, Psychology
yaygın biçimde
extensively Adverb
yaygın biçimde
commonly Adverb
yaygın bilgi
extensive knowledge
yaygın bir şekilde
commonly Adverb
yaygın bir şekilde
widely Adverb
yaygın bir şekilde
extensively Adverb
yaygın çapta iş
extensive business
yaygın düşünce
widely-held opinion Noun
yaygın düşünce
widely held opinion
yaygın eğitim
mass education Noun, Education-Training
yaygın ekim
extensive cultivation
yaygın ekonomi
extensive economy
yaygın etkisi olmak
to have far-reaching influence Verb
yaygın gelişim bozukluğu
pervasive developmental disorder Noun, Medicine
yaygın gelişimsel bozukluk
pervasive developmental disorder Noun, Medicine
yaygın inanış
commonly-held belief Noun
yaygın inanışın aksine
contrary to popular belief Adverb
yaygın kanaatin aksine
contrary to popular belief Adverb
yaygın kanının aksine
contrary to popular belief Adverb
yaygın kent
expanded town
yaygın kullanılan söz
waif word
yaygın öğrenme
non-formal learning (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
yaygın olarak
widely Adverb
yaygın olarak
commonly Adverb
yaygın olarak
extensively Adverb
yaygın olmak
to be prevalent Verb
yaygın para politikası
expansive monetary policy Noun
yaygın safsata
common fallacy Noun, Philosophy
yaygın şekilde kabul görmek
to be generally acknowledged Verb
yaygın şekilde kabul görmek
to be widely acknowledged Verb
yaygın sözcük
waif word
yaygın tarım
extensive agriculture
yaygın tedavül
wide circulation
yaygın yanlış inanış
common fallacy Noun, Philosophy
aşırı yaygın maliye ve para politikası
overexpansive fiscal and monetary policies Noun
bir kıtayı örtecek kadar yaygın buz tabakası
ice sheet Noun
takasın en yaygın değiş tokuş biçimi olduğu ekonomi
natural economy
Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakedişleri
Progress Payments for Long-Term Construction and Repair Projects Noun, Accounting
Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Maliyetleri
Costs of Long-Term Construction and Repair Projects Noun, Accounting
Turkish-English phrases from Zargan's own database