yoksun

Turkish-English Translation

  1. poor
  2. naked
  3. devoid
  4. forlorn
  5. bereft
  6. bankrupt
  7. hard up
  8. dispossessed
  9. unblessed
  10. lacking
  11. barren of
  12. dead to
  13. empty of
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

hürriyetten yoksun kılma
deprivation of liberty Noun, Rights-Freedoms
yoksunluk
deprivation Noun, Sociology
zilyetlikten yoksun bırakma
dispossession Noun, Civil Law
açıkça dayanaktan yoksun
manifestly ill-founded Adjective, Law
açıkça temelden yoksun
manifestly ill-founded Adjective, Law
akıldan yoksun
void of reason
dayanaktan yoksun
unmeritorious Adjective, Law
dayanaktan yoksun
conclusory Adjective, Law
görgüden yoksun
uneducated
incelikten yoksun
earthy
incelikten yoksun
heavy
irade kuvvetinden yoksun
non compos mentis Adjective, Law
paradan yoksun
straitened
sağduyudan yoksun
destitute of common sense
sevgiden yoksun
loveless
şiir güzelliğinden yoksun
prosaic
temyiz kudretinden yoksun
non compos mentis Adjective, Law
yasal dayanaktan yoksun
without legal basis Adjective, Law
zariflik ve incelikten yoksun
bourgeois
yoksun bırakma
deprivation Noun
yoksun bırakmak
to bereave Verb
yoksun bırakmak
to exclude Verb
yoksun bırakmak
to debar Verb
yoksun bırakmak
to deprive Verb
yoksun etme
exclusion
yoksun kalmak
to lose Verb
yoksun kılınmış
outcast
yoksun kılmak
to shear Verb
yoksun kılmak
to divest Verb
yoksun olma
deprivation Noun
yoksun olmak
to lack Verb
ana babanın bakımından yoksun olmak
to lack parental care Verb
ayrıcalıklardan yoksun kimse
alien
bir şeyden yoksun kalmak
to be empty of sth Verb
bir şeyden yoksun kılınmak
to be precluded from sth Verb
birini bir haktan yoksun bırakmak
to divest of a right Verb
birini bir haktan yoksun bırakmak
to divest someone of a right Verb
birini mirastan tamamıyla yoksun bırakmak
to cut someone off with a shilling Verb
birini paradan yoksun bırakmak
to keep someone out of money Verb
birini parasından yoksun kılmak
to part someone from his money Verb
birşeyden yoksun olmak
to lack something Verb
cinsiyetinden yoksun kılmak
to unsex Verb
erken doğduğu için olanağından yoksun çocuk
abortus
kanuni haklardan yoksun bırakmak
to outlaw Verb
kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
deprivation of liberty Noun, Law
likiditeden yoksun bırakmak
to withdraw liquidity Verb
medeni haklardan yoksun kimselerin listesi
list of proscribed persons
medeni haklardan yoksun kişilerin listesi
list of proscribed persons
ormandan yoksun bırakma
deforestation Noun
ormandan yoksun bırakmak
to deforest Verb
oy hakkından yoksun bırakmak
to disfranchise Verb
oy kullanma hakkından yoksun olmak
to be deprived of voting power Verb
özgürlükten yoksun bırakma
deprivation of liberty Noun, Rights-Freedoms
papazlıktan yoksun edilmiş
unfrocked
Sen benim için yoksun artık!
I'm finished with you!
Sen benim için yoksun artık!
You're dead to me!
sermaye ve teknolojiden yoksun kalması
hollowization
tamamıyla yoksun kılmak
to denude Verb
tümüyle yoksun kalmış
bereft
vasiyetname yapmak ehliyetinden yoksun olma
intestable
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Belli bir şeye sâhip olmayan, o ... şeyden nasîbi olmayan, mahrum
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.