yurutmek

Turkish-English Phrases

akıl yürütmek
to reason Verb
anket yürütmek
to poll Verb
araştırma yürütmek
to carry out research Verb
askerleri yürütmek
to march troops Verb
bir araştırmayı yürütmek
to conduct an investigation Verb
bir çiftliği yürütmek
to manage (operate) a farm Verb
bir davayı yürütmek
to prosecute an action Verb
bir fikir yürütmek
to put forward a word Verb
bir iş yürütmek
to carry on a business Verb
bir işi yürütmek
to keep up a business Verb
bir işi yürütmek
to conduct a business Verb
bir işletmeyi yürütmek
to carry on an enterprise Verb
bir kampanyayı yürütmek
to conduct a campaign Verb
bir kişiyi elleri arkasına bağlı olarak yürütmek
to frogmarch Verb
bir konuşmayı yürütmek
to conduct a conversation Verb
bir mesele hakkında mütalaasını yürütmek
to square up to a problem Verb
bir şey üzerinde fikir yürütmek
to form conjectures about sth Verb
bir şeyi yürütmek
to make a thing go Verb
bir sorun hakkında mütalaasını yürütmek
to take one's stand Verb
bir ülkenin para politikasını yürütmek
to carry out the monetary policy of a country Verb
birşeye dair tahmin yürütmek
to guess at something Verb
çalışma yürütmek
to perform a study Verb
dava açıp yürütmek
to conduct law business Verb
dava yürütmek
to prosecute an action Verb
doğru tahmin yürütmek
to guess right Verb
fikir yürütmek
to express one's opinion Verb
fikir yürütmek
to pronounce against sb Verb
fikir yürütmek
to opine Verb
iş yürütmek
to conduct a business Verb
işi eğlenceyle birlikte yürütmek
to combine business with pleasure Verb
işi yürütmek
to take hold Verb
işleri yürütmek
to keep the pot boiling Verb
kanoyu kısa kürekle yürütmek
to paddle Verb
kanunları yürütmek
to put the laws into operation Verb
mantık yürütmek
to reason Verb
müzakereleri yürütmek
to conduct negotiations Verb
pistte yürütmek
to taxi Verb, Aviation
sakat birini ağır ağır yürütmek
to trundle a disabled person Verb
saman altından su yürütmek
to play an underhand game Verb
sanayii yürütmek
to keep industry going Verb
sırıkla sandalı yürütmek
to pole Verb
sonradan fikir yürütmek
to second guess Verb
soruşturma yürütmek
to look into something Verb
soruşturma yürütmek
to carry out an inquiry Verb
sürüp yürütmek
to trundle Verb
tahkikatı yürütmek
to conduct an investigation Verb
tahmin yürütmek
to extrapolate Verb
tahmin yürütmek
to guess Verb
tahminler yürütmek
to call the shots Verb
telaşa kapılmadan işini yürütmek
to take something in one's stride Verb
yanlış tahmin yürütmek
to guess wrong Verb
yazışmayı yürütmek
to conduct the correspondence Verb
yürütmek
to walk Verb
yürütmek
to enforce Verb
yürütmek
to conduct Verb
yürütmek
to prig Verb
yürütmek
to scrounge Verb
yürütmek
to steal Verb
yürütmek
to swipe Verb
yürütmek
to get something under way Verb
yürütmek
to whip Verb
yürütmek
to implement Verb
yürütmek
to collar Verb
yürütmek
to push Verb
yürütmek
to borrow Verb
yürütmek
to perform Verb
yürütmek
to pilfer Verb
yürütmek
to execute Verb
yürütmek
to filch Verb
yürütmek
to carry out Verb
yürütmek
to put in train Verb
yürütmek
to lead Verb
yürütmek
to drive Verb
yürütmek
to snitch Verb
yürütmek
pinch
yürütmek
schlep(p)
yürütmek
scrounge
yürütmek
swipe
yürütmek
bear
yürütmek
cabbage
yürütmek
cadge
yürütmek
mooch
yürütmek
palm
Turkish-English phrases from Zargan's own database

yürütmek
Yürümesini sağlamak, ... yardımcı olmak