bir kelimenin tersten okunuşu
İsim, Dil ve Edebiyat
(a) tersine, kıçın kıçın, (b) karmakarışık, karman çorman.
to have the questions and answers all ass backwards: soru ve cevapları birbirine karıştırmak.
geri(ye), geriye/arkaya doğru, ters yönde, tersine, geri geri, gerisin geriye.
to jump backward = backwards: geri sıçramak.
to lean backward = backwards: geriye (doğru) eğilmek.
to go/walk backward = backwards: geri gitmek/dönmek.
to count backward = backwards from 100: 100'den geriye doğru saymak.
Zarf
geçmiş zamanlara/maziye doğru.
to look backward = backwards over one's earlier mistakes: Geçmişteki
hatalarını gözden geçirmek.
Zarf
gerileme, geriye gitme, tedenni.
Since the uprising the country has moved backward = backwards.
Zarf
elinden geldiği kadar, gücü yettiği kadar.
I would always bend over backward = backwards to help him in any possible way: Ona daima elimden gelen yardımı yaparım.
mükemmel anlamak/bilmek, en ince ayrıntılarına kadar bilmek.
I've always been over it so many times that I know it backward = backwards: O kadar tekrarladım ki artık en ince ayrıntılarına kadar biliyorum.
geriye uyumluluk
Bilgi Teknolojileri
neredeyse kendini öldürme durumuna gelmek
Fiil
özel itina göstermek
Fiil
şimdiki bilinen önceden bilinmiş olsaydı
işin başlangıcında nasıl davranılırdı sorusuna cevap aramak amacıyla bir olaya ya da işleme geri bakış
kuruluşların elde ettiği başarıların hikâyesini de bildirerek yapılan hisse senedi alım satımı
birşeyin içini dışını bilmek
Fiil
birşey hakkında deneyim sahibi olmak
Fiil
birşeyi çok iyi bilmek
Fiil