içme(ye elverişli).
drinking water: içme suyu.
drinking fountain: çeşme.
Sıfat
içki+, içmekte kullanılan.
a drinking glass: içki kadehi.
drinking bout: içki alemi.
drinking song: içki içilirken söylenen şarkı.
Sıfat
çok içki içen, içki düşkünü/müptelâsı.
Is he a drinking man?
Sıfat
boynuzdan yapılmış bardak.
alkol sorunu
İsim, Psikoloji
içki sorunu
İsim, Psikoloji
straw ile ayni anlama gelir. içme çubuğu, şurup vb. içmek için içi boş çubuk, kamış.
kendini içkiye vermek
Fiil
kendini tamamen içkiye vermiş