bir bayramı kutlamak
Fiil
şölen, ziyafet.
The king gave/held a feast. to invite them to a feast. A feast in honor of the President.
Enough is as good as a feast: Her şeyin fazlası fazla.
feast day ile ayni anlama gelir. bayram, yıldönümü.
yortu.
Christmas is an important feast for Christians.
(im)movable feast: her yıl (aynı)/başka güne gelen yortu.
şölen/ziyafet vermek, ziyafet çekmek.
The king feasted the ambassadors.
sevindirmek, memnun/hoşnut etmek, tatmin etmek.
He feasted his eyes on the beautiful scene: Güzel
manzarayı zevkle seyretti.
(ziyafette) yeyip içmek, bol bol yemek.
feast on something: bir şeyi büyük zevkle yemek.
geceyi yiye içe geçirmek
Fiil
feast ile ayni anlama gelir. bayram, yıldönümü.
Meryemananın göğe kabulü yortusu (15 Ağustos).
Kurban Bayramı
İsim, Din ve İnanç
kamış bayramı, gül bayramı.
Kurban Bayramı
İsim, Din ve İnanç
birşeyi doya doya yemek
Fiil
birşeyle kendine ziyafet çekmek
Fiil
birşeyi tıka basa yemek
Fiil
birşeyi büyük bir zevkle yemek
Fiil
birşeyi bol bol yemek
Fiil
gözlerine ziyafet çekmek
Fiil
dostlarını ağırlamak
Fiil
birşeyi doya doya yemek
Fiil
birşeyi tıka basa yemek
Fiil
birşeyi bol bol yemek
Fiil
birşeyle kendine ziyafet çekmek
Fiil
birşeyi büyük bir zevkle yemek
Fiil
birini görünce gözleri bayram etmek
Fiil
birine bakmaktan büyük zevk almak
Fiil
birşeye bakmaktan büyük zevk almak
Fiil
birşeyi görünce gözleri bayram etmek
Fiil
(Br) bir şölen düzenlemek
Fiil
(ilk Hristiyanlarda) dostluk bağlarını kuvvetlendirmek amaciyle düzenlenen ziyafet.
İsim
dostluk ziyafeti, yeni cemiyetlerde eski Hristiyanların bu ziyafetini takliden yapılan dinî tören.
İsim
şölen, bir kimse şerefine verilen ziyafet.
İsim