[stationary]

yerinden kıpırdamamak Fiil
duran bir araca çarpmak Fiil
fiyatlar dünkü seviyede kalmak Fiil
fiyatların dünkü seviyede kalması
durağan, sabit, hareketsiz, kımıldamaz, değişmez, yerinde duran, yerli.
stationary front: durağan
cephe: iki hava tabakası arasındaki sınır.
stationary population: yerli nüfus/ahali.
soluma sırasında akciğerde sürekli kalan hava
değişmeyen talep
yerel olarak başgösteren hastalık
durağan ekonomi
sabit motor.
Kalıcı dosya Bilgi Teknolojileri
yerleşik nüfus
değişken nüfus
sabit tesis İsim
istikrarlı fiyatlar
sabit fiyatlar İsim
ileri karakol zinciri
durağan durum
sabit meblağ
sabit ısı derecesi
durağan dalga.
standing wave.