Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. durağan, sabit, hareketsiz, kımıldamaz, değişmez, yerinde duran, yerli.
    stationary front: durağan
    cephe: iki hava tabakası arasındaki sınır.
    stationary population: yerli nüfus/ahali.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

be (remain) stationary
yerinden kıpırdamamak Fiil
make something stationary
saptamak Fiil
stationary air
soluma sırasında akciğerde sürekli kalan hava
stationary demand
daimi
stationary demand
değişmeyen talep
stationary disease
yerel olarak başgösteren hastalık
stationary economy
durağan ekonomi
stationary engine
sabit motor.
Stationary pad
Kalıcı dosya Bilgi Teknolojileri
stationary population
yerleşik nüfus
stationary population
değişken nüfus
stationary premises
sabit tesis İsim
stationary price
istikrarlı fiyatlar
stationary prices
sabit fiyatlar İsim
stationary satellite
sabit uydu
stationary screen
ileri karakol zinciri
stationary state
durağan durum
stationary sum
sabit meblağ
stationary temperature
sabit ısı derecesi
stationary wave
durağan dalga.
stationary wave
standing wave.
collide with a stationary vehicle
duran bir araca çarpmak Fiil
remain stationary at yesterday's rrps
fiyatlar dünkü seviyede kalmak Fiil
remaining stationary at yesterday's prices
fiyatların dünkü seviyede kalması
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.